Azerbaycan Haberleri

Son sözü general söyledi ve mahkemeye ambulans geldi

Sumgayıt Adliye Külliyesi’nde görülen “Tatar davası” duruşmalarından birinde sanıklar “son söz” konuşması yaptı.

“Bekir Orujovgil davası” olarak bilinen mahkeme sürecinden bahsediyoruz. Bu davada 5 kişi var – Savunma Bakanlığı İdeolojik Çalışma ve Ahlaki-Psikolojik Destek Dairesi eski başkanı Tümgeneral Bekir Orujov, Kolordu soruşturma dairesi başkan yardımcısı Rahib Memmedov, Intigam Mammadov, Ulvi Raşidov ve keskin nişancı tümeninin eski komutanı Albay Teğmen Ziya Kazimov yargılanıyor. Bugün dördü “son söz” konuşması yaptı. Beşinci sanık Ziya Kazimov konuşurken durumu ağırlaştı, duruşma salonuna ambulans geldi ve duruşma ertelendi. Eğer gecikme olmasaydı hakim cezayı açıklayacaktı.

Ziya Kazimov, Rahib Memmedov, İntigam Memmedov ve Ulvi Rashidov ihraç edildi. Sanıklar arasında Binbaşı Ulvi Rashidov ve Ziya Kazimov da cezaevinde değil.

Sitelerin toplanması

Hatırlatma

Aralık 2021’de Başsavcılık Soruşturma Dairesi “Tatar olayları”nı yeniden araştırırken, 2017 yılının Mayıs ayında Beylagan’da meydana gelen suçlar da soruşturuldu.

Aslında bu davaya “Beylagan davası” da diyebiliriz. Çünkü süreçler Tatar’da değil Beylagan’da yaşandı. Beylagan’daki askeri birliklerden birinde işkence yeri yapılarak askerlere işkence yapıldı. Bir asker Adil Sabirli işkence sonucu hayatını kaybetti. Beylagan işkenceleri de “Tatar davası” kapsamında soruşturuldu. Çünkü 1. Kolordu (Tertar) ile 2. Kolordu (Beylagan)’da yaşanan olaylar aynı zamana denk geldi. Bu nedenle her iki Kolordu’daki olaylar “Tatar davası” kodu altında birleştirildi. Bu vakalar aynı soruşturma ekibi tarafından ayrı davalarda soruşturuldu. Beş kişilik grup halinde adliyeye sevk edildiler. “Tatar davası” kanunu kapsamında, diğer tutukluların Tatar topraklarındaki askeri birliklerde ve eski karargah binalarında işkenceye ilişkin davaları ayrı davalara bölündü ve üç grubun daha davaları mahkemeye gönderildi. Bunlardan “Vusal Alasgarovgil davasındaki” grup (4 asker) zaten ceza almış durumda. “Maşiyevgil davası” ve “Fuad Ağayevgil davası” halen devam ediyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi “Bekir Orujovgil” davasında yargılama sonuçlanmak üzere ve sanıklar “son sözlerini” söylemiş oldu.

Beylagan’daki işkence mahkemesi geçtiğimiz aylarda 62 mağdur ve 21 tanığı sorguya çekti.

O halde Tümgeneral Bekir Orujov’un “son söz” konuşmasıyla başlayalım. Bekir Orujov, 2017 yılının Mayıs ayının ilk günlerinde Beylagan Kolordu’nda yaşanan işkenceler sırasında orada olmadığını belirterek, “Ben kimim?” O sırada hiç orada değildim. Kolordu komutanı Mayis Barkhudarov da oradaydı. Adım “Tarter işi” ile eşleştirildi. Ancak Tatar birliğine ait değildim. Orada olup bitenlerden haberim yoktu. Bu konulardan tüm Savunma Bakanlığı sorumludur. Sokaktan gelen bir general değildim. Uzun yıllar orduda görev yaptım. Ben sadece general unvanını almadım, generalliği yıllarca yaptığım hizmetlerden dolayı kazandım. (Yüzünü jüriye doğru tutarak), yargılamak için aceleniz mi var? Neden? Aceleniz varsa kararı okuyun.”

Bu yılın temmuz ayında Bekir Orujov, Mais Barkhudarov’u suçladı ve Beylagan birliklerindeki işkencenin durdurulması için Barkhudarov’a birçok kez çağrıda bulunduğunu söyledi. Generalin mahkemedeki ifadesinden: “… Olanlardan dolayı endişelendim. Sık sık Mais Barkhudarov’a rapor verdim. Her seferinde olup bitenlerle ilgili endişelerimi dile getirdim, varsa Askeri Savcılık veya diğer kurumlar bu konuları araştırsın. Cevabı olumsuzdu. Bana Bakan Zakir Hasanov’un kendisini aradığını söyledi. Bakan, Barkhudarov’dan Hikmat Hasanov’un teşkilatında yaşananlardan örnek almasını istedi. Mais Barkhudarov bana cevabında bakanın her şeyi bildiğini, Hikmet gibi çalışıp hainleri ifşa etme talimatını verdiğini söyledi.
O dönemde General Mais Barkhudarov, General Bekir Orujov’un mahkemedeki ifadesini şu şekilde yorumlamıştı: “Ne konuşuyorsa konuşsun. Her şeyin hukuki bir değeri vardır. Yasal bir ülkede yaşıyoruz.”

Daha sonra eski müfettişi İntigam Memmedov bir “son söz” konuşması yaptı. Suçlamaları kabul etmedi: “Ben kimdim ki… Sıradan bir soruşturmacıydım. Benim gibi 9 müfettiş vardı. Ama neredeler?”

Intigam Mammadov, Savunma Bakanlığı Hukuk Dairesi Soruşturma Dairesi’nde kıdemli subay-müfettiş olarak çalıştı. Bir süre önce mahkemede ifade verirken şunları söylemişti: “Bu işlemler Mais Barkhudarov’un talimatıyla o kolordu görevlileri tarafından yürütülüyordu. O kolordu subayı Ulvi Rashidov ve ekibi, komutanın emriyle bu süreçleri yönetti. Ulvi Raşidov, askeri birlik komutanı Mayis Barkhudarov’un talimatıyla bu kişilerin askeri birlikte toplanması ve gözaltına alınmasına ilişkin tüm süreçleri organize etti. Bana verilen görev, kolordu komutanının idareye gönderdiği listeye göre askerlerin açıklamalarını alıp yönetime sunmaktı. 1 kişiden açıklama aldım. Orada bulunan siyah maskeli ve silahlı kişilerin hiçbiri bana itaat etmedi. Genel komuta onlara Ulvi Rashidov tarafından verildi.

Diğer sanık Rahim Memmedov ise konuşurken sinirlerine hakim olamadı. Sert bir konuşma yaptı: “Sadece 15 dakika işkence salonundaydım ve o 15 dakikanın çöplüğüne düştüm. Oraya tek başıma gitmedim, beni gönderdiler, oraya gittim. 15 dakika orada olmak boşa gitti. Sipariş verdiler, gittik. Beni oraya gönderenler nerede? Neden burada yanımızda oturmuyorlar?”

Sanık Ulvi Rashidov çok kısa bir konuşma yaptı. Mahkemeye işkence sırasında orada olmadığını söyledi.

Sanıklar “son söz” konuşmalarının sonunda mahkemeden beraat talebinde bulundu.

Sıra Ziya Kazımov’a geldiğinde durumu ağırlaştı. “Son sözü” söyleyemedi. Duruşma salonuna ambulans çağrıldı. Avukatı Bahruz Bayramov, acil servis doktorlarının Ziya Kazimov’un tansiyonunun 190’a çıktığını ve durumunun kritik olduğunu söylediğini belirterek, “Şiddetli ağrıları olduğu için ağrı kesici verildi. Doktorlar bu durumda neden mahkemeye geldiğinizi sordular. Hastanede tedavi gördüğümü söyledi, beni gelmeye zorladılar. Doktorlar bu durumda devam edemeyeceğini söyledi. Duruşma ertelendi. Avukat, bir sonraki duruşmada “son sözü” Ziya Kazimov’un söyleyeceğini ve kararın açıklanacağını vurguladı.

Sanıklar, Ceza Kanununun 126.3 maddesi (taksirle mağdurun sağlığına kasten kasten zarar vermek), 145.3 maddesi (hukuka aykırı olarak hürriyetten yoksun bırakma), 293.3 maddesi (işkence sayılmayan işkence, zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya ceza), 341.2.2 (görev yetkilerini aşan) ve 341.2.3 ve diğer maddelerle suçlanırlar.

Bu yılın ağustos ayında savcı, Bekir Orujov ve Ziya Kazimov için 12 yıl 6 ay, Intigam Mammadov için 10 yıl 6 ay, Ulvi Rashidov için 10 yıl 6 ay, Rahib Mammadov için ise 8 yıl 6 ay hapis cezası istemişti.

Azerbaycan Haberleri

Bənzər məqalələr

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Başa dön tuşu