“Meclis’in İran’da üsleri var diyorlar, yalandır. Bizim hiçbir zaman hiçbir yerde bir sahibimiz ya da desteğimiz olmadı. Bir araya gelir, günlük hayattan konuşur, ibadet eder, dağılırdık.”
Bunu, 29 Kasım’da “Behişti” lakaplı Ali Aliyev’in duruşmasında tanık olarak sorguya alınan Yaşar Aliyev söyledi.
Bakü Ağır Suçlar Mahkemesi’nde vatana ihanetle suçlanan Ali Aliyev’in (Hacı Ali Behişti) davası yeni başladı. Bu dava hakim Azer Tagiyev tarafından görülüyor.
suçlama
Ali Aliyev Bakü’nün Bina yerleşim yerinin sakinidir. Bu yılın nisan ayında tutuklandı. Hakkında Ceza Kanunu’nun 274. maddesi (İhanet) kapsamında ceza davası açıldı. Suçlama, 16 yıl önce İran’ın Kum şehrinde o ülkenin özel hizmet ajansı SEPAH ile işbirliği yapmayı kabul etmesi yönünde. 2007-2014 yıllarında Bakü’nün Bina, Maştaga, Nardaran bölgelerindeki camilerde İran’a yakınlığı nedeniyle seçilen kişiler hakkında bilgi toplayıp SEPAH’a aktardı. Karşılığında 2007’de 3.000, 2008’de 3.000, 2009’da 3.000, 2010’da 2.000, 2011’de 2.000, 2012’de 1.500, 2013’te 1.500 1000 dolar satın aldı.
Mahkeme
29 Kasım’da görülen duruşmada Behişti, suçlamaların uydurma olduğunu söyleyerek ifade vermeyi reddetmesinin nedeni olarak bunu gösterdi. Mahkeme tanıkların sorgusuna başladı. İlk olarak Rasim Niftullayev ifade verdi. Behişti ile tanışmasıyla başladı: “Kum’da 10 yıl din eğitimi aldım. Behişti ile de orada tanıştık. Her öğrenciye bir takma ad verildi. O mahlas orada soyadı olarak kullanılıyordu. Mesela kendisi ve bir iki akrabası dışında öğrencinin gerçek adını bilen kimse yoktu, herkes ona takma adıyla hitap ediyordu. Herkes Ali’ye “Behişti” diye hitap ediyordu. Azerbaycan’a döndükten sonra Hacı (Ali Aliyev) ile ilişkilerimiz devam etti. Birbirimizin evine gidip gelir, telefonla haberleşirdik. Konularımız ağırlıklı olarak din ve ibadetti. İkimiz de toplumda din adamı olarak tanınıyorduk.
Suçlanan kişi: Bizim de bir topluluğumuz var – Azerbaycan Ruhbanlar Meclisi… Adı bu. Orada dinden, ibadetten konuşurduk.
Daha sonra Yaşar Aliyev ifade verdi. Ayrıca yıllardır Behishti’yi bildiğini söyledi: “İran İslam Cumhuriyeti Qom şehrinde din okurken tanıştık. Azerbaycan İslam Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra İran’a okumaya gittim. Aramızda yaş farkı çok olduğu için ders çalışırken dışarıda buluşurduk. Eğitimimi tamamladıktan sonra bile iletişim halinde kaldık. Ben Azerbaycan Din Adamları Meclisi üyesiyim.”
Şahid, Azerbaycan Ruhban Meclisi’nin İran İslam Cumhuriyeti’nde üsleri olduğu yönündeki iddiaların asılsız olduğunu belirterek, “Bu Meclisi biz kendimiz kurduk. Meclisin İran’da üsleri var diyorlar, yalan. Bizim hiçbir zaman hiçbir yerde bir sahibimiz ya da desteğimiz olmadı. Bir araya gelir, günlük hayattan konuşur, ibadet eder, dağılırdık.”
Duruşma 7 Aralık’ta tanıkların sorgulanmasıyla devam edecek.
