Fatih Altaylı’dan Abdulkadir Selvi’ye: Bu palavrası ekonomi yönetiminde ciddi rahatsızlığa neden oldu

Altaylı’nın kişisel blogunda yayımlanan köşe yazısında şu ifadelere yer verdi:
Aptal dostun olacağına akıllı düşmanın olsun derler ya, AK Parti iktidarının en büyük sorunu da galiba bu.

İktidara yakın olduğu için çok iddialı kulisler yazan ancak kulislerinin tamamı palavra çıkan bir gazeteci var. Her türlü ipe sapa gelir veya gelmez iddiayı kaleme alıyor.

Sonunda genel olarak çuvallıyor.

Bu vatandaş, geçenlerde faiz artışı ile ilgili bir kulis bilgisi paylaştı.

İddiasını göre, ekonomi yönetimi Perşembe günü ciddi oranda faiz artışı yapacaktı.

25’leri öngörmüyordu ama iddiasına göre faizler yüzde 100’e yakın bir oranda artacaktı.

İktidarın dostu bu yazarın kaleme aldığı bu palavra kulis ve faiz artış iddiaları ekonomi yönetiminde ciddi bir rahatsızlığa neden oldu.

Çünkü hiç de öyle düşünüldüğü, iddia edildiği ya da iktidar kalemlerinin işkembeden salladığı gibi bir faiz artışı planlanmıyor.

Bunu tahmin olarak söylemiyorum.

Yeni ekonomi yönetimi “Cumhurbaşkanının hassasiyetlerini göz önünde bulunduran” bir faiz artışı planlıyor.

Yabancı finans kurumlarının da beklentisinin bir hayli altında hatta mevcut politika faizinin belki de bir tık üzerinden bir faiz artışı yapılırsa kimse şaşırmasın. Merkez Bankası radikal bir faiz artışı değil aksine rasyonel bakış açısıyla aşırı muhafazakar- dengeli bir artış yapacak. Bu artışın da 2 puandan az 5 puandan fazla olması ise bence mümkün değil.

Yani öyle 10-15 puanlık faiz artışları, hiç ama hiç söz konusu değil.

İktidarın “Dostlarına” ve onların “Palavra kulislerine” inanmayın.

SELVİ NE YAZMIŞTI?

Selvi’nin dünkü köşe yazısının ilgili kısmı şöyleydi:

Perşembe günü faiz artırımı bekliyorum. Ayrıca hem bu ay hem de önümüzdeki ay ciddi bir faiz artırımı yapılması gerektiğine inanıyorum. Ama bir anda yüzde 20’leri, yüzde 25’leri öngörmüyorum.

Mehmet Şimşek’in zaman ve sabır telkin etmesinden ve yumuşak geçişten bunu anlıyorum. Perşembe günü ciddi oranda bir faiz artışı olacak. Böylece ulusal ve uluslararası piyasalara, reel ekonominin gereği neyse o yapılıyor mesajı verilecek. Ama piyasalara bir şok yaşatılmayacak diye düşünüyorum.