Meksika’nın Guadalajara kentinde yoga eğitmeni olarak çalışan Leon Ferrara, geçen hafta ardında hiç iz bırakmadan ortadan kayboldu. Öğrencileri onu her yerde aramaya koyuldu. Onun hakkında bilinen son şey, Pomeranian cinsi köpeğini yürüyüşe çıkardıktan sonra eve dönmediğiydi. Şehirde eşi, çocuğu veya yakın bir akrabası olmadığı için polise gitme işi birkaç arkadaşı ve öğrencisine düştü ancak çabalar sonuçsuz kalıyordu zira Leon Ferrara ismi nüfusa kayıtlı değildi.
Kayıp eğitmeden üç gün boyunca bir haber çıkmadı. Sonunda öğrencileri, eğitmenlerinin adının aslında Leon Ferrara olmadığını Jorge Rueda Landeros olduğunu öğrendiler. Kaybolmamış ya da kaçırılmamıştı: cinayet gerekçesiyle tutuklanmıştı.
52 yaşındaki dil ve meditasyon eğitmeni Landeros, 2010 yılında Maryland, Bethesda’da gerçekleşen Profesör Sue Ann Marcum cinayetinin baş şüpheliydi ve son 12 yıldır FBI’ın En Çok Arananlar listesinde yer almaktaydı.
Mexico City’de tutulduğu hapishanede İspanyol El Pais gazetesine konuşan Landeros, “Masumum… Elbette ‘her şeyden’ değil ama en azından suçlandığım konuda…” ifadelerini kullanıyordu. Landeros son on yılda davasını haberlerde takip edip etmediği sorulduğunda ise kesin bir dille ‘hayır’ yanıtını verecek ve şöyle devam edecekti:
“Hiçbir şeyi takip etmedim. Ortalıktan kaybolduktan sonra tamamen unuttum. Hatta hala ‘Jorge’ ismine cevap vermekte zorlanıyorum – artık içimde ondan neredeyse hiçbir şey kalmadı.”
Arkadaşları ve öğrencileri ise hala şokta. Landeros’un ismini vermek istemeyen bir öğrencisi, “Bir acı hissediyorum; Leon’u tanıyorum ama Jorge’nin kim olduğunu bilmiyorum” ifadelerini kullanmakta. Hocasını bulmak için Jalisco’daki Kayıp Şahıslar Özel Savcılığı’na gitti. Yaklaşık 7 saatlik bir bekleme süresinin ardından savcı ona gerçeği anlattı:
“Arkadaşınız kayıp değil. Gözaltında ve bir Interpol dosyası var. Size daha fazlasını söyleyemeyiz.”
Washington DC’deki Amerikan Üniversitesi’nde sevilen bir profesör olan Sue Ann Marcum, 25 Ekim 2010’da ABD’nin başkentine komşu Maryland eyaletine bağlı 65 bin nüfuslu küçük bir şehir olan Bethesda’daki evinde ölü bulundu.
İlk başta, her şey ters giden bir soyguna işaret ediyordu. 911 çağrısı aldıktan hemen sonra, polis pazartesi sabahı saat on bir sularında olay yerine geldi. Marcum’un naaşını bulduklarında saldırgan tarafından boğulmadan ve ölümüne dövülmeden önce direndiği görülüyordu. Ancak evdeki değerli eşyalarının neredeyse tamamı hala konuttaydı. Tek istisna, memurlar olay yerine geldiğinde artık evinin önünde bulamadıkları bir araçtı.
