Kan donduran olay, 11 Şubat 2020’de Eşref Dinçer Mahallesi’nde meydana geldi. Polis, komşuların bir evden bağrışma sesleri geldiğine dair ihbar aldı. İhbarla eve giden ekipler, ailesiyle birlikte yaşayan 9 yaşındaki Suriyeli Muhammet Hüseyin’i ölü buldu. İlk incelemede çocuğun vücudunda kesik, darp ve yanık izlerine rastlandı. Babası, üvey annesi ve 3 kardeşiyle birlikte oturan ve işkence yapılarak öldürüldüğü değerlendirilen Muhammet Hüseyin’in cansız bedeni, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Bursa Adli Tıp Morgu’na kaldırıldı.
Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmada küçük çocuğun cansız bedeninden alınan parçalar, İstanbul Adli Tıp İhtisas Dairesi’ne gönderildi. Muhammet’in ablası H.H.’nin de sırtında yanık olduğu tespit edildi. H.H. de Bursa Şehir Hastanesi’nde tedavi altına alındı.
Baba Yahya Hüseyin (40) ile üvey anne Emine Hayyum (44) gözaltına alındı. İkilinin ifadeleri ise Muhammet’in ölümünün bir gün boyunca saklandığını ortaya çıkardı. Baba Yahya Hüseyin, ifadesinde Muhammet ile ablası H.H.’nin ilk evliliğinden olduğunu, ikinci eşi Emine Hayyum’dan da 2 çocuğu bulunduğunu söyledi. Polise, oğlunu 14 yaşındaki kızı H.H.’nin öldürdüğünü belirten Yahya Hüseyin, şunları anlattı:
“5 yıl önce ülkemdeki iç savaştan kaçarak, Bursa’ya geldim ve otogarda rehber olarak çalıştım. Olay günü akşamı işten geldim. Eşim, ‘Muhammet öldü’ dedi. Korkudan cenazenin yanına gidemedim. Polisi neden aramadığını sorduğumda, ‘Polisi aramayalım, bizi içeri atarlar’ dedi. Polisi aramak istediğimde ise boğazına bıçak dayayarak, ‘Polisi ararsan, kendimi keserim’ dedi. Bunun üzerine polisi arayamadım. Ne olduğunu sorduğumdaysa Muhammet’in ablasının temizlik sonrası unuttuğu kimyasal maddeyi içtiğini söyledi. Ertesi sabah ise ablasının kardeşini, ağzını elleriyle kapatarak, boğduğunu söyledi.”
Oğlunun bulunduğu odaya girmediğini, kızına da korkudan titrediği için olayı soramadığını iddia eden baba Hüseyin, “Sabah işe gittim. Akşam eve geldiğimde eşime polise haber vermemiz gerektiğini söyledim. Ancak ‘Polis bizi mahveder, içeri atar, çocuklar rezil olur’ diyerek, karşı çıktı. Oğlumun cesedini gömmeyi planladı. Ben de ‘Tamam’ diyerek onu oyaladım, evden çıkıp polise geldim. Oğlumun ölümünde eşimden şüpheleniyorum” diye konuştu.
Üvey anne Emine Hayyum ise Muhammet ile ablası H.H.’nin ilgilendiğini, bu nedenle vücudundaki yanıkları görmediğini belirterek, şunları anlattı:
“10-15 gün önce Muhammet, dolabın üzerinden düştü. Daha sonra ayağı ağrıdığı için tuvalete gidememiş, altına yapmış. Ablasına evde bulunan temizlik malzemeleri ile şampuanı vererek, kardeşini temizlemesini söyledim. Birkaç gün sonra ablası, kardeşinin altını çamaşır suyu ile temizlediğini söyledi. 9-10 gün önce ise ablası, kahvaltı sırasında üzerine sıcak çay döktü. Olay günü, ablası yanıma geldi. Ne olduğunu sorduğumda, ‘Muhammet duvara vuruyordu, saçlarını çekiyordu, Sus yat diyerek, ağzını kapattım’ dedi. Durumu anladığımda eşimi aradım ama söyleyemedim. Çünkü çocukları nedeniyle eşim ile aramızda sorunlar vardı.”
İşkence gördüğü belirlenen H.H.’nin polise verdiği ifadesinde, 9 yaşındaki kardeşinin ölümüne üvey anne Emine Hayyum’un neden olduğunu söyledi. İfadeler sonrası adliyeye sevk edilen Hayyum, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Daha sonra Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Yenişehir Kadın Cezaevi’nde tutuklu bulunan Emine Hayyum, uzun tutukluluk süresi ve adli tıp kurumundan istenen dosyanın gelmemesi gerekçe gösterilerek, 13 Ocak 2021’de tahliye edildi. Emine Hayyum hakkında ‘canavarca hisle ve işkence yaparak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemi ile oluşturulan dosya ise Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
Bursa 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama sırasında İstanbul Adli Tıp İhtisas Dairesi’nden beklenen rapor geldi. Raporda, Muhammet Hüseyin’in ‘yakılarak ve işkence yapılarak, öldürüldüğü anlaşılmıştır’ denildi. Rapor sonrası mahkeme, 2 Eylül 2021’de Emine Hayyum hakkında tutuklama kararı çıkardı. Emine Hayyum’un Türkiye’de olduğu ve 375 gündür polis ekiplerince arandığı öğrenildi.
