Gündem

EPDK’dan ‘güneş’ ayarı! Lisanssız GES düzenlemesi ne anlama geliyor?

Türkiye’de güneş enerjisi endüstrisi ağustos ayının başından beri Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) son düzenlemesini konuşuyor. Güneş enerjisi üretimleri tüketimlerinden fazla olan sanayi kuruluşlarına lisanssız olarak güneş enerjisi santrali (GES) kurma ve fazla elektriği sisteme satma imkanı tanıyan düzenleme değişiyor. Buna göre tüketimine kıyasla, üretimde belirli bir sınırı aşan üreticiler kalan kısmı bedelsiz olarak sisteme aktaracak.

Söz konusu düzenleme üretici cephesinde tartışmalara ve eleştirilere yol açarken EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:

“Bu düzenlememizle; ‘tüketim kadar üretim’ hedefinden sapan, mühendislik bilimine ve teknik gerçeklere aykırı olarak kurulu gücünü orantısız şekilde arttıran, gerçek tüketicilerin lisanssız üretim tesisi kurabilmeleri imkanını ortadan kaldıran, tüketim olmadan üretim yapmaya çalışan tesislerin satışa konu edilebilecek üretim miktarlarını belirledik.”

Yılmaz sınırı da açıkça ifade ederken 1’e 1 oranına vurgu yaptı. Yani örneğin lisanssız GES sahibi üretici, 10 birim üretim yapabiliyorsa sisteme de 10 birim elektrik satabilecek. 10 birimin üzerinde yaptığı üretimi ise bedelsiz olarak sisteme aktaracak. Üretici, geriye dönük de etkisi olan düzenlemenin bu yönde yapılan yatırımları olumsuz etkileyeceğini düşünüyor ancak EPDK’yı bir hamle yapmak durumunda bırakan etkenler de yok değil.

Eski BOTAŞ Gaz Alımı Daire Başkanı Ali Arif Aktürk ve GENSED (Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği) Genel Sekreteri Hakan Erkan söz konusu düzenlemeyi olumlu ve olumsuz yönleriyle değerlendirdi.

Aktürk 2019’daki düzenlemeyi anımsatıyor ve “Bu çerçevede artık herkes lisans almadan bağına, tarlasına, bahçesine belirtilen kapasite oranında yatırım yapıyordu. Normalde bunun amacı kendi ihtiyacı, kendi tükettiği kadarını kadar tüketip artanını sisteme vermekti” diyor. Aktürk durumun hızla değiştiğini ise şöyle aktarıyor:

“Ama bu öyle bir boyuta geldi ki örneğin siz 100 birim tüketiyorsunuz 500 birim sisteme satıyorsunuz. Bu durum belki bir ya da iki tesiste olsa sorun olmazdı ancak 10’larcasının böyle yaptığını düşünün. Örneğin bunu Bodrum Yarımadası’nda yapan bir sürü insan var. Burada dağıtım ve iletim sistemini yönetmenin imkanı yok. Kaş yapalım derken göz çıktı. Ege Bölgesi’nde tarım arazileri GES’e çevriliyor. Bodrum’daydım herkes GES kurmuş. Verimli arazinin üzerini kapatmış. Tarım yapmıyor, güneş panelini kurmuş devlete satıyor, ne güzel keyif!

Peki “sisteme satmak” ne oluyor? Burada “ikili elektrik anlaşması” kavramı devreye giriyor. Aktürk, “İkili anlaşmalar pazarı çalışmıyor” diyor. Erkan ise buna ek olarak “Tek alıcı konumundaki devlet fiyat belirliyor. Söz konusu fiyat iki sene önce epey düşüktü şimdi ise elektrik fiyatlarının artmasıyla yatırımcılar değişik çözümler bulma yoluna gitti” ifadelerini kullanıyor.

İkili elektrik anlaşması, gerçek veya tüzel kişiler arasında özel hukuk hükümlerine tabi olarak, elektrik enerjisi veya kapasitenin alınıp satılmasına dair yapılan ve EPDK onayına tabi olmayan ticari anlaşmalardır.

Erkan, sektörün beklediği birçok olumlu düzenlemenin de son kararla hayata geçtiğini ifade ederken çekincelerini de “Sapla saman karıştı biraz” diyerek belirtiyor ve şöyle açıyor:

“24 saat”

Bənzər məqalələr

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Başa dön tuşu