MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. MHP lideri, “Milli bekamızın tarihsel sürekliliğini canlı tutmak, kültürel zenginliği titizlikle korumak başlıca görevimiz” derken, “Sığınmacı sorununu soğukkanlı kavramanın, milli çıkarlarımıza muvafık halde analiz etmek mecburiyetindeyiz. Biz demografik istikbalimizi, egemenlik haklarımızı düşünmek, dert etmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, “Hepinizin dikkatini çekiyorum. Duygusallıkların tetiklediği öfke ve nefret çukurları, buna refakat edilmesi feci sonuçlara kapı aralayacaktır” dedi. Bahçeli asayişi bozanların derhal sınır dışı edilmesi gerektiğini belirtirken, “Önümüzdeki bayramda ülkelerine gidebilen Suriyeli sığınmacıların tekrar geri dönmelerine gerek yoktur” diye konuştu.
Bahçeli’nin açıklamaları:
Halen yeryüzünde toplam insan nüfusunun yüzde 50’ye yakını kapanmaz uçurumun bulunduğu ülkelerdedir. 10 kişiden birisi temiz içme suyuna ulaşmaktan, 12-15 yaşındaki her 6 çocuktan birisi okula gitmekten mahrumdur. Birbirimizle ilgili ne kadar kaygı duyarsak, aynı oranda insan olmanın faziletine mazhar olabiliriz. Küresel enflasyon her ülkenin ortak sorunudur. Fiyat artışları, ekonomik sıkıntılar, hayat pahalılığındaki konjonktürel sıçrayışlar, salgın ve Ukrayna kriziyle karmaşıklaşan bir vakadır. Ülkemize güvenerek enflasyon canavarının başının ezileceği günleri de çok yakında görmemiz mümkün olacaktır.
Ülkelerindeki savaş, açlık, hastalık ve istikrarsızlıktan dolayı yerinden yurdundan kopup Akdeniz ülkelerinden Avrupa’ya geçmeye çalışan binlerce göçmen, boğuldu. Sahillere vuran cansız bedenler, sınırlarına dayandığı ülkelerin güç gösterisine maruz kalan biçare insanlar hepimizin yürek sızısıdır. Dünyada bir yerden başka bir yere hareket halinde olan göçmen sayısı 300 milyona yaklaşmıştır. Savaş, çatışma ve zulümden kaçan mülteci sayısı da dünya çağında 80 milyonu aşmıştır. Beşeriyet çok ciddi bir sorunla yüz yüze kalmıştır. Bu sorun ya eşgüdüm halinde çözülecek ya da gelecekte, öngörülemeyen ölümcül gelişmelere meydan açılacaktır.
Milli bekamızın tarihsel sürekliliğini canlı tutmak, kültürel zenginliği titizlikle korumak başlıca görevimiz. Bize göre Türkiye’nin bekası, düzensiz göçlerin akıbeti ile ve kontrol dışı akımı ile yakından ve ters orantısıyla bağlantılıdır. Bu sorunun el birliği ile, provokasyon ortamını beslemeden, akılcı, adilane, insani stratejilerle çözmek milli bir sorumluluk olarak değerlendirilmelidir. Türk Milleti, Suriyeli sığınmacılara kapısını sonuna kadar açmıştır. İnkarı mümkün olmayan müştereklerimiz bulunan sığınmacıların geçici koruma ile güvenceye alınması insani bir muameledir. Türk Milleti beklenen, istenen, sevilen, özlenen, yolu gözlenen muhteşem bir beşeri kudretin adıdır.
Ekmeğimizin azlığına çokluğuna bakılmadan soframız açılmıştır. Bir yıldız ne kadar büyükse, o kadar sıcak ve parlak olur. Türk Milleti, medeniyetler ve milletler gökyüzünde sıcaklığı ile şan almış Süheyl Yıldızı’dır.
Sığınmacı sorununu soğukkanlı kavramanın, milli çıkarlarımıza muvafık halde analiz etmek mecburiyetindeyiz. Biz demografik istikbalimizi, egemenlik haklarımızı düşünmek, dert etmek zorundayız. Nüfus yapısının nasıl olacağını, risklerin nesnel boyutunu bütün yönleriyle hesabını yapmak durumundayız. Gecikemeyiz, geride kalamayız, ağırdan alamayız. Biz yalnızca bu döneme değil, geleceğin Türk varlığına, Türk coğrafyasının her köşesine karşı da maddi ve manevi sorumluluklar taşıyoruz. Bizden sonrakilere kuşku duyacakları, kendi ülkelerinde garip olacakları bir vatan coğrafyası asla bırakamayız.
Türklük ne bugün ne de gelecekte öz yurdunda garip, öz vatanında parya olmayacaktır. Biz düzensiz göç ve sığınmacı konusunu, gerçekçi bir temele oturtmakla, ortak irade ile Türkiye’nin gündeminden kademeli bir şekilde çıkarmakla mesulüz. Son günlerde ülkemizde geçici statü ile bulunan Suriyeli sığınmacıları bahane eden gönüllü provokatörlerin devrede olduğu net görülmektedir. Hepinizin dikkatini çekiyorum. Duygusallıkların tetiklediği öfke ve nefret çukurları, buna refakat edilmesi feci sonuçlara kapı aralayacaktır.
Bağcılar’da bir densizin sokak ortasında sandalye koyarak oturması dahi, kor halindeki gerginliği tırmandırmıştır. Ankara Altındağ’da yaşananların toz bulutu dağılmış değildir. Türkiye’de geçici koruma statüsü ile bulunuyorken asayişi kim bozuyorsa derhal, gözünün yaşına bakılmadan sınır dışı edilmelidir. Türkiye, onun bunun elinde oyuncak olamayacaktır. Türkiye’de hakim irade Türk Milleti’dir. Huzur bozucu fiillerin failleri yaptıklarının bedelini misliyle ödemeli. Bugüne kadar hükümet tavizsiz bir tutum sergilemiştir. Neden sessizsiniz diyen kim varsa ya cahil ya da gelişmeleri okuma özrü çeken zavallılardır.
