Fenerbahçe, Göztepe engelini de kayıpsız geçerek seriyi 5 maça çıkarttı ve Trabzonspor’la farkı 11’e indirdi. Üst üste 5 maçtır kazanan sarı-lacivertliler son 9 maçta 8 galibiyet ve 1 beraberlikle alınabilecek 27 puanın 25’ini toplamayı başardı. Bu kusursuza yakın performans sayesinde bundan 4 hafta önce liderle olan 20’lik fark 11’e düştü. Şimdi insanın aklına ister istemez şu geliyor; Fenerbahçe’nin Trabzonspor’la oynadığı iki maçta fahiş hakem hataları yaşanmasaydı ne olurdu? Şu an bambaşka bir şeyi konuşuyor olurduk. Trabzonspor’un ligi domine ettiğini söyleyenler ve öyle bir hava oluşturmaya çalışanlar bu iki maçı unutturmaya kalkmasın. Çünkü o iki maç belki de şampiyonu değiştirdi.
Fenerbahçe’nin yakaladığı hava Kadıköy’e bahar getirdi. Galatasaray galibiyetinin de etkisiyle Kadıköy’de derbi varmışçasına tribünler doldu ve Fenerbahçe’nin 12. adamı yine sahne aldı.
Maça adeta 1-0 başladı Fenerbahçe. 4. dakikadaki kornerde Serdar Aziz’in golü ev sahibini rahatlattı. Kim-Serdar ikilisinin uyumundan bahsetmiştik. Son üç maçta gol yemeyen bir Fenerbahçe de izliyoruz. Serdar müthiş yükselerek golünü attı. Göztepe’nin 10 maçtır kaybetmesine şaşırıyor insan. Dün çok dirençli ve istekliydiler. Eldeki kadronun hakkını veremiyor İzmir temsilcisi ve artık veda turlarına geçiyor. Skor 1-0 olduktan sonra ciddi iki pozisyon yakalasalar da bu kez devreye Altay girdi. Altay’ın kurtarışları Fenerbahçe’nin devreyi önde kapatmasını da sağladı.
Crespo ve Zajc’ın performansından bahsetmeye gerek yok. Göbekteki bu ikili Fenerbahçe’ye resmen sınıf atlattı. İrfan Can’ın yokluğunda İsmail Kartal formayı Pelkas’a verdi ancak Yunan futbolcu 31. dakikada sakatlanarak çıkmak zorunda kaldı. Onun yerine Szalai’nin oyuna girmesi, Ferdi’nin sol bekten öne geçmesi Fenerbahçe’nin ritmini düşürdü oyun üstünlüğü Göztepe’ye geçti. İsmail hoca bu takıma müthiş bir katkı sağlasa da Arda konusunda fazla korumacı davranması en büyük eksisi. Yine söylüyoruz bu Arda’nın korunmaya gerçekten ihtiyacı yok. 69. dakikada oyuna girmesiyle Fenerbahçe tekrar hücum etmeye, pozisyon bulmaya ve rakibini sallamaya başladı. Bu çocuğun potansiyeli bambaşka.
Onun için tribünler doluyor, o oynasın diye taraftarlar tezahürat yapıyor ve penaltı olduğunda o atsın diye tribünler inliyor. Valencia’nın penaltıyı Arda’ya bırakması çok güzeldi. Arda penaltıyı gole çevirirken Crespo öyle bir sevindi ki kendisi atsa inanın bu kadar sevinmezdi. Bu iki örnek takımın Arda’yı ne kadar sevdiğinin ve sahiplendiğinin bir göstergesi.
Ağabeyleri ondaki cevheri görüyor, onu koruyup kolluyor. Arda’yı korumak böyle olur İsmail hocam. Arda’yı kenarda gereğinden fazla tutarak korumak olmaz. Bu çocuk oyuna girdiği her an takımın şeklini değiştiriyor. Bir şeyler yapmasa diyeceğim ki tamam ama Arda’nın sahadaki her hareketi takımı ateşliyor.
Bakalım kalan 5 haftada bizi neler bekliyor. Fenerbahçe rahat, Trabzonspor stresli ve panikte. Bir futbol mucizesi olur mu bilemeyiz ama adil hakem yönetimleri olsaydı mucizeye gerek kalmazdı.
