İstanbul’daki bazı kafelerde masada azami işgal süresi uygulamasına geçilmesi tepkilere neden oldu. Sosyal medyada gündeme gelen konuya ilişkin farklı yorumlar yapılıyor. Bir kesim “Kesinlikle mekanın böyle bir hakkı olmadığını ifade ederken bazısı da serbest piyasada bunun olabileceğini söylüyor…
Müşterilerin tek siparişle saatlerce vakit geçirmesini engellemek isteyen bazı restoran sahipleri, süre ve asgari tüketim sınırlaması şartı getirdi. Masalara bırakılan notlarda “Masa işgal süresi 30 dakika ile sınırlıdır, asgari tüketim 30 TL’dir” yazıldı, bu tablo sosyal medyada tartışma konusu oldu.
Restoran sahipleri uygulamanın bir ‘hatırlatma’ olduğunu söylese de yapılanı psikolojik baskı olarak görenlerin sayısı da bir hayli fazla. Artan enflasyon ve maliyetler nedeniyle ekonomik anlamda kötü günler yaşayan bazı işletmeler ise uygulamayı savunuyor.
Tüketici Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Aziz Koçal uygulamanın ne yasal ne de ahlaki bir yönünün bulunduğunu söylerken Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl de artan maliyetlere dikkat çekerek serbest piyasa koşullarında böyle şeylerin olabileceğini vurguladı.
Böyle zorunlu bir uygulamanın olamayacağını söyleyen Aziz Koçal, “Yasalarda, hiçbir yerde böyle bir şey mevcut değil” diyor. Kafede vatandaşların oturacakları süreyi kendilerinin belirleyeceğinin altını çizen Koçal, işletmenin belirli bir fiyat ya da süre belirleyemeyeceğini söylüyor.
Bunun yasal olmadığı gibi ahlaki de olmadığını ifade eden Koçal aynı zamanda şu çarpıcı noktanın da altını çizmekte:
“Orada 5 TL’lik çay varsa, müşteri dilerse sadece çay içebilir. İşletmeci 5 TL’nin yanında 25 TL’lik daha alışveriş yapacaksın diye bir şart koşamaz.”
Bu uygulamanın Ticaret Bakanlığı’na şikayet edilebileceğini de sözlerine ekleyen Koçal, insanların tüketimden gelen gücünü kullanarak böyle kafeleri ifşa etmesi gerektiğini söylüyor.
Uygulamaya gülerek tepki verdiğini söyleyen Koçal aynı zamanda işletmenin müşteriyi kaldırmak istiyorsa polis çağırması gerektiğini de belirtiyor. Koçal, “Ben olsam otururum kimse de beni kaldıramaz” demekte.
