Azerbaycan Haberleri

Reisi’nin Ölümü ve Yeni Konuşmacılar

İran, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin helikopter kazasında hayatını kaybetmesi nedeniyle önümüzdeki yıl yapılması planlanan seçimlere girmek zorunda kaldı. İbrahim Reisi sadece Cumhurbaşkanı değil aynı zamanda geleceğin liderliği için de önemli bir adaydı. Ölmeseydi, bir sonraki Uzmanlar Meclisi toplantısında başkan seçilme ihtimali yüksekti ve kendisi ve arkasındakiler adına işleri hızlandırabilirdi. Reisi’nin şüpheli ölümüyle birlikte bölgedeki durum ve İran-İsrail çatışması giderek daha net ortaya çıkmaya başladı. İran aynı zamanda Batı ile nükleer sorunlarını çözemedi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile müzakereleri başarısızlıkla sonuçlandı. İran’ın Irak, Yemen, Suriye ve Lübnan’daki vekil güçlere desteği düzensiz bir şekilde devam ediyor. Bu, Kasım Süleymani’nin ölümünün ardından sahada ve diplomatik alanda çelişkilerin arttığı bir döneme denk geliyor.

Reform Adayları ve Seçim Stratejileri

İran, Batı ile müzakereleri askıya alırken, ABD ile Umman’da bazı görüşmelerini sürdürüyor. Ukrayna’da devam eden savaşa rağmen, Rusya ile yapılan geniş kapsamlı anlaşma, yeni cumhurbaşkanı seçilene kadar askıda. Yurt içi ekonomi kargaşa içinde; döviz kuru, bütçe açığı, petrol satışlarının şeffaf olmayışı ve yaptırımlar büyük sorunlar yaratıyor. Ayetullah Hamaney’in halefinin yaşadığı kriz ve kadın, yaşam ve özgürlük protestolarının yarattığı toplumsal çatlaklar bu seçimleri önemli kılıyor. Pek çok kişinin aday olma hakkı reddedilmesine ve kadınların başkanlık için aday olma hakkına sahip olmamasına rağmen, hükümete yakın pek çok kişi bu seçimlere kaydoldu. Seçim yarışına 80’den fazla tanınmış ismin katılması bekleniyor ancak birçoğu reddedildi. Ancak daha önceki kayıtlarda diskalifiye edilen bazı adayların bu kez şansının daha yüksek olduğu medyada yer aldı. Bu karışıklığın ardından Meclis tarafından sürpriz bir şekilde onaylanan Tıp Fakültesi profesörü Masud Pazeshkian’ın Azerbaycan kökenli bir aday olarak dikkat çektiği görülüyor. Hem Kürtçe hem de Türkçe bilen Pazeshkian, reformcu bir aday olmasına rağmen muhafazakar ve ilkeli görüşlere sahip olduğunu savunuyor. Güçlü bir konuşmacı olan Pazeshkian’ın etnik ve dini azınlıklar için adalete, Türk, Kürt ve Beluci haklarına verdiği destek, Tahran milletvekili olarak geçirdiği uzun yıllara ek faydalar sağladı.

Sitelerin toplanması


Seçimlerin Anahtarı: Orta Sınıf, Etnik ve Dini Azınlıklar, Yeni Nesil

Seçimlerde en kritik konu orta sınıfı, etnik ve dini azınlıkları ve yeni nesli etkileyebilmektir. Bu gruplar harekete geçirilemezse katılımın düşük olması kaçınılmazdır. Politikacı Hannah Arendt’in dediği gibi, “Güç dijital sayılarda değil, insanların birlikte hareket etme yeteneğinde yatar.” Bu perspektiften bakıldığında seçim başarısının anahtarı bu farklı grupları etkileyebilmektir. Bu bağlamda tıpkı Platon’un ideal bir devlet yaratma arayışı gibi, İran’da da kapsamlı bir siyasi yapının oluşturulması gerekmektedir. Yeni nesil, özellikle sosyal medyanın gücüyle daha şeffaf ve adil bir yönetim talep ediyor. Bu gereklilikler dikkate alınmazsa seçimlere olan ilgi daha da azalacaktır. Diğer adaylar arasında Said Jalili, Mohammad Baghir Ghalibaf ve Mahmoud Ahmadinejad öne çıkıyor. Celili dış politikayı düzeltemeyen radikal bir isim olarak görülürken Ghalibaf, İran Parlamentosu Başkanı olarak uzun süredir bu görev için çalışıyor. Ancak Ghalibaf’ın adı yolsuzluk skandallarıyla da anılıyor. Belediye başkanının görev süresi boyunca yolsuzluk ve mali usulsüzlük suçlamaları halkın güvenini sarstı. Diğer adaylar seçimlerde rakip adayları zayıflatmak için kullanılan sembolik isimlerdir.

Seçimlerin Önemi ve Karizmatik Liderlerin Rolü

Karl Popper, diktatörlük rejimlerinde karizmatik liderlerin seçimleri manipüle ederek güçlerini pekiştirdiklerini vurguluyor. İran’da bu durum Ayetullah Hamaney’in yönetiminde açıkça görülmektedir. Hamaney, karizmatik otoritesini kullanarak halkın geniş kesimlerinin katılımını sağlamak yerine, seçimlerin sonucunu etkilemek ve atadığı adayın kazanmasını sağlamak için kullanabilir. Popper’in bu görüşü İran’ın mevcut durumuna ışık tutmaktadır. Hamaney’in geniş katılım konusundaki kaygısızlığı ve Başkanı dolaylı yollardan atama stratejisi, Popper’in teorisini doğruluyor. Thomas Hobbes, düzeni sağlamak için güçlü bir merkezi otoritenin gerekli olduğunu savunuyor. Ancak Hobbes’un bu görüşü İran’da adil seçimlerin gerekliliğiyle çelişmektedir. Çünkü mevcut otoritenin gücünü güçlendirmek yerine, halkın farklı kesimlerinin taleplerini karşılayacak bir liderin seçilmesi, toplumsal barış ve istikrarın daha sürdürülebilir olmasını sağlayacaktır. İran’da güçlü bir merkezi otoriteye rağmen halkın taleplerinin göz ardı edilmesi uzun vadede daha büyük istikrarsızlığa yol açabilir. Aristoteles’in “Siyaset” adlı eserinde belirttiği gibi, “Bir toplumun refahı, yönetiminin adaletine bağlıdır.” Benzer bir durum İran’da da mevcut. Adaletin ve eşitliğin sağlanamadığı bir seçim sürecinde toplumun geniş kesimlerinin katılımını sağlamak zor olacaktır. Bu nedenle seçime katılacak adayların halkın taleplerini dikkate alarak politika geliştirmeleri gerekmektedir.

Reformcu ve Muhafazakar Cephelerde İç Çatışmalar

Reformcuların sözlerinin halk arasında giderek geçersiz hale gelmesi kendi aralarındaki farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Reformcu cephede birliğin sağlanamaması halkın bu gruba olan güvenini zayıflatıyor. Pazeshkian gibi adayların ortaya çıkması bu farklılıkları ortadan kaldırmaya yetmemekte, reformcuların halkın gözündeki etkisi de zayıflamaktadır. Bu durum muhafazakar cephede de benzer şekilde görülüyor. Muhafazakarlar arasında da derin bölünmeler var. Ayetullah Hamaney’in atadığı adaylar arasında ciddi görüş ayrılıkları var. Said Jalili ve Mohammad Baghir Ghalibaf gibi isimler arasındaki rekabet muhafazakarların birlik içinde hareket etmesini engelliyor.

Sonuç ve Umutsuzluğum

Sonuç olarak İran’daki bu belirsizlik ve katılımın düşük olması seçimlerin sonucunu zorlaştırıyor. Reformcuların ve etnik azınlıkların temsilcisi olarak görülen Pazeshkian’ın adaylığı bir umut ışığı olarak görülebilir. Ancak mevcut siyasi ortam ve halkın geniş kesimlerinin katılımının azalması bu umudu zayıflatıyor. Kendi adımın değişmesi yönündeki umutlarımın tükendiğini itiraf etmeliyim. Ne yazık ki uzun süredir devam eden baskı ve adaletsizlik birçok İranlı gibi beni de şüpheye düşürdü. Bu şartlarda ülkenin geleceğine dair bir değişim beklemek çok zor görünüyor. İran’da halkın geniş kesimlerinin taleplerini karşılayacak adil ve şeffaf bir seçim süreci olmadığı sürece halkın huzur ve refahının sağlanması imkansız görünüyor.

Yazarı: Rıza Talebi

Azerbaycan Haberleri

Bənzər məqalələr

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Başa dön tuşu