Amerikalı aktris Gwyneth Paltrow, Britanya’da yaşama tercihinden bahsettiğinde birçok Amerikalıyı çileden çıkardı. Bir İspanyol gazetesinde İngilizlerin Amerikalılardan daha zeki ve ilginç olduğunu söylediği aktarıldı. Amerikalıların yaşamak için ne yaptıkları hakkında konuştuklarını ve parayla ilgilendiklerini açıkladı. İngiliz konuşmalarını daha “medeni” buldu. Amerikalıları aşağılamak niyetinde miydi? asla yapmayacağız
Bilmek. Bildiğimiz şey, iyi niyetlerin her zaman istenen etkiye sahip olmadığıdır. Bir iletişimin gerçek anlamı etkidir.
Görüşlerine hak kazansa da, seçtiği kelimeler bir tercihten çok bir küçümseme gibiydi. Kabul ödülleri sırasında insanların söylediklerini bir düşünün: “Bütün küçük insanlara teşekkür etmek istiyorum.” Politikacılar, bakış açılarını kamuoyunda ifade etme biçimleri nedeniyle konumlarını kaybettiler. Peki seyirciyi aşağılamadan nasıl fikir beyan edebilirsiniz? Bayan Paltrow, İngiltere’de yaşamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirirken kültürel farklılıklardan da söz edebilirdi.
Örneğin, “İngiliz kültürüne alışırken, sohbetler farklı olma eğilimindedir. Amerikalılar, mesleklerine vurgu yaparak işe daha çabuk başlarlar. İngiltere’de, sohbet daha kişisel ve sosyal olma eğilimindedir.”
Yukarıdaki ifade bir yargıdan çok bir gözlemdir. “Daha fazla”, “daha az” veya “uygar” sözcüklerini kullandığınızda bir yargıya varmaya başlarsınız. Zekayı kıyasladığınızda ince bir buz üzerinde de yürüyorsunuz. Kelimeler güçlüdür. Bu yüzden yorumlarınızı tarafsız tutun. Yargılarınızı değil, gözlemlerinizi dile getirin.
Topluluk önünde konuşmada hem NE söylediğiniz hem de NASIL söylediğiniz önemlidir.
