Türkiye’nin yüreğini yakan olay 5 Ocak’ta Manisa Salihli’de 84 binanın bulunduğu Gülnar Sitesi’nde meydana geldi. Ailesine ait bir gıda şirketinde yöneticilik yapan Aytuğ Demir ve eşi Yağmur Demir oğulları Batu ile sitenin içerisindeki çocuk parkına gitti. Burada bisikletiyle dolaşan Batu Demir, bir süre sonra bisikletinden indi. Bu sırada dengesini kaybeden Batu’nun 60 metrelik sondaj kuyusuna düştüğünü gören baba Aytuğ Demir, bir an bile düşünmedi. Peşinden kuyuya atladığı oğlunu kurtarmak istedi.
Çığlıkları duyan site sakinlerinin ihbarı üzerine bölgeye polis, sağlık, itfaiye, AFAD ve UMKE ekipleri sevk edildi. Kurtarma çalışması başlatan itfaiye ekipleri, 15 metre derinlikte ulaştıkları baba ve oğlunu kurtarmak için sondaj kuyusuna paralel çukur kazmaya karar verdi. Bir yandan da baba ile oğula oksijen verildi. Tam 10 saat süren çalışmalara rağmen baba ile oğul hayatını kaybetti. Minik Batu’nun vücudunun tamamının balçıkla kaplı olduğu, babanın ise göğüs hizasına kadar balçığa battığı tespit edildi. Yapılan ön inceleme sonrası otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
SİTE YÖNETİCİSİ İLE SONDAJCI TUTUKLANDI
Kaçak olduğu belirlenen sondaj kuyusunun yaklaşık 8 ay önce sitedeki zeytin ağaçlarını sulamak için açıldığı ancak su çıkmadığı öğrenildi. Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında olayla ilgili site yöneticisi Hamza Akiş ile sondaj firması sorumlusu Vasfi Çakır, gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen site yöneticisi Akiş ile firma sorumlusu Çakır, ‘Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Firmanın, sondaj kuyusunu açıp, yönetime teslim etmesine rağmen üstünün kapatılmadığı tespit edildi.
KUYU İZİNSİZ AÇILMIŞ
Olayla ilgili 2 sanık hakkında Salihli Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılırken, Vasfi Çakır ilk duruşma öncesi tahliye edildi. Hamza Akiş ise tutuklu yargılandı. Mahkemeye gönderilen bilirkişi raporunda site içerisindeki kuyunun Devlet Su İşleri Müdürlüğü’nden izin alınmadan açıldığını ve sondaj çalışmalarına ilişkin resmi kurumların bilgilendirilmediği belirtildi. Devlet Su İşleri Müdürlüğü’nün, bölgeyi yeraltı suyu tahsisine kapattığı ve talep olsa dahi kuyu açılmasına izin verilmeyeceği de mahkeme kayıtlarına geçti. Bilirkişi raporunun devamında, çalışma alanının güvensiz bırakılmasından dolayı site yönetim kurulunun asli, sondaj ekibinin ise tali kusurlu olduğu belirtildi.
BOĞULARAK ÖLMÜŞLER!
Baba Aytuğ Demir’in ile oğlu Batu’nun solunum yollarına toprak ya da çamur gibi yabancı cisim ile tıkanmasına bağlı boğulma sonucu öldüğü otopsi sonucu belirlendi. Site yöneticisi Hamza Akiş mahkemedeki savunmasında; kuyunun 66 metre açıldığını ve bundan sonrasında verimli su alınamayacağı için çalışmaların durdurulduğunu, kendisinin bu sırada Salihli’de olmadığını ve sondaj firmasının kuyuyu açtığı gibi bıraktığını söyledi.
KÜTÜKLE TEDBİR ALMIŞLAR!
Hamza Akiş, “Derhal orayı kapatın, önlem alın’ dedim. Burayı kapattırmamdaki amaç kedi, köpek düşmemesi içindi. Çukur 32 cm çapındaydı. Bana burasının ağzını tam kapatan bir takoz ve üzerine de büyük bir kütük koyduk. İncir ağacının dallarından da yığdık. Naylon şeritle kenarını çevirdik. Sabah kontrol ettiğimde burasının kapatıldığını gördüm. Ben öğretmenim, teknik kısımlarını bilemiyorum. Kendimizce bu şekilde önlemimizi aldık.
Ben haberi alır almaz olay yerine gittiğimde kuyunun içinden Aytuğ’un sesini duydum. ‘Çocuk ayaklarımın altında eziliyor, kurtarın bizi’ dediğini duydum. Kuyunun başında tanımadığım bir kişi aşağıya urgan salmıştı, ben de ona yardım ettim. Urgan aşağıdan tutuldu ancak bu kuyunun çapı 32 cm’dir, yetişkin insanın atlayarak girmesiyle sıkışmıştır. İpi çektiğimizde boş geldi ancak Aytuğ’un sesi hala geliyordu. AFAD ekipleri geldiğinde aşağı oksijen verdiler ancak kurtarılamadı. Ben vicdan azabı duyuyorum ancak kusurum yoktur. Pişmanım demiyorum, ben bu kuyunun açılması sürecinde bu işin uzmanlarıyla çalıştım, ihmalim bulunmamaktadır” dedi.
‘BEN HALLEDECEĞİM’ DEDİ
Tutuksuz yargılanan sondaj firması sahibi Vasfi Çakır, “Site yöneticisine, “kuyuyu kapattıralım” dedim. Ancak site yöneticisi, “Ben halledeceğim” cevabını verdi. Çalışanlarım sanık Hamza’ya, ‘Bizim kapatma yükümlülüğümüz yok ancak buraya kepçe getirtelim bunu kapattıralım’ diye söylemişler.
Sondajın yanında da 2 metre genişliğinde 1,5 metre derinliğinde bir havuz açılmıştı, bu sondaj yapılırken yapılması gereken bir iştir. Biz bugüne kadar 5 bin tane sondaj açmışızdır yüzde 20’sinde su çıkmamıştır, hiç açtıklarımızı kapattığımız olmadı. Sanık Hamza personele, ‘Ben kuyuya su var mı yok mu diye deneme yaptıracağım, siz gidin ben hallederim yaptırırım’ demiş. Bizim arkadaşlar da Hamza’ya, ‘Burası çamurlu, pompa yanar’ demiş ancak Hamza, ‘Yanarsa yansın, ben site sakinlerine bunu anlatamam’ demiş” diye kendisini savundu
ACILI ANNE ANLATTI: BİR ANDA BASTIĞI YER ÇÖKTÜ
Duruşmaya katılan acılı anne Yağmur Demir, çocuğunun bir anda kuyuya düştüğünü ve eşinin de oğlunu kurtarmak için peşinden kuyuya atladığını söyledi. Anne Yağmur Demir, “Biz 1 senedir bu sitede ikamet ediyorduk oğlumla birlikte her gün yürüyüş yapardık. Sitedeki herkes spor amaçlı olsun, köpeğini gezdirmek için olsun sürekli bu alanlarda yürüyüş yapar. Üçümüz birlikte yürüyüş yapıyorduk bu yol aynı zamanda çocuk parkı ve site havuzu üzerindedir.
Eve dönüş yolundaydık, çocuk mutlu bir şekilde oynarken bir anda bastığı yer çöktü, çocuğum o tarihlerde 14 kilo kadardı. Bastığı alanlar çalı çırpıydı, herhangi bir şey görünmüyordu. Bu kuyu tuzak gibi bir hale gelmiş, ne kütük vardı ne başka bir şey vardı hiçbir tedbir yoktu. Ben o şokla çığlıklar atıp kendimi yere attım. O an eşimle konuşmalarımızı çok net hatırlamıyorum ama bağrışarak konuştuk. O bana, ‘Yağmur ne yapacağım?’ diye bağırıyordu, ben çığlıklar atıyordum” dedi.
Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olma suçuyla yargılanan site yöneticisi Hamza Akiş, indirimsiz 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sondaj firması sahibi Vasfi Çakır’a, izinsiz çalışma yapıldığı için 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Vasfi Çakır üzerindeki adli kontrol şartı kaldırıldı. Site yönetiminde bulunan Niyazi Başak ve Reşat Gür’ün de 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.