İş arayanların çoğu, yaşadıkları hayal kırıklıklarına odaklanır. Hiç gerçekleşmeyen röportajlara dikkat çektiler. Mülakat yaptıkları ve alamadıkları pozisyonlara takıntılıdırlar.
Sorun şu ki, olan iyi şeyleri takip etmeleri gerekiyor. Arzularımızı ve yaşam olaylarımızı aynı hizaya getiren güç olan eşzamanlılık, açılan kapılara değil, sadece üzerimize kapanan kapılara baktığımızda asla oluşmaz.
Hayattaki amacımızı bulma üzerine yazdığı kitaplarıyla ünlenen Barbara Sher, bir çalışmasında kendi hayatımızda bir dedektif gibi davranmamızı önerir. Tercihlerimize ve yeteneklerimize hangi ipuçlarını verdiğini görmek için evimizi tarayın. Hangi pozisyonları neden istediğimizi öğrenmek için iş aramamızı inceleyin. Seçimlerimizi hedefler açısından inceleyin ve gelecekte bir kariyer için istediklerimizin gerçek bir yansıması olup olmadığına bakın.
Eşzamanlılık en çok arzularımız hedeflerimizle örtüştüğünde olur ve iş aramanın can damarıdır. Tesadüfler sayesinde, arzuladığımız yolu izlememizi sağlayan bağlantıları kurarız.
İş bulmak amacıyla özgeçmişleri, ön yazıları, telefon görüşmelerini ve internet bağlantılarını hedefliyoruz. Fakat; çoğu zaman iş bulmanın rastgele bir niteliği olduğunu keşfederiz. En iyi çabalarımızın sonucu olmayabilir. Aslında bilinçli ya da bilinçsiz olarak kariyerimizde nereye ineceğimize karar verdiğimiz için olabilir. Eşzamanlılık, eylemleriniz hayattaki gerçek hedeflerinizle eşleştiğinde gerçekleşir.
