Küresel piyasalar, ABD’de enflasyon baskısının yumuşayabileceği beklentisiyle pozitif bir seyir izliyor.
ABD’de enflasyon ve resesyon ikilemi varlık fiyatları üzerinde etkili olmayı sürdürürken, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) enflasyonla mücadelede kararlı olmasına karşın Banka’nın “şahin” adımlarında sona yaklaştığına yönelik öngörüler günden güne güçleniyor.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in bu ayki toplantıda yüzde 92 ihtimalle politika faizini 25 baz puan artıracağı tahmin edilirken, Banka’nın yıl sonuna kadar toplamda 50 baz puanlık faiz artırma potansiyeli de masada kalmaya devam ediyor.
New York Fed’in dün açıkladığı Tüketici Beklentileri Anketi’nin sonuçlarına göre, Amerikalı tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentisi haziranda yüzde 3,8 ile Nisan 2021’den bu yana en düşük seviyeye geriledi.
Analistler, yarın açıklanacak Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve perşembe açıklanacak Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) verilerinin piyasaların odağında olduğunu belirterek, söz konusu verilerin piyasalarda oynaklığı artırmasının beklendiğini ifade etti.
Fed yetkilileri, dün de sözle yönlendirmelerine devam etti. San Francisco Fed Başkanı Mary Daly, güçlü iş gücü piyasası karşısında yüksek enflasyonu düşürmek için bu yıl birkaç faiz artırımına daha ihtiyaç duyulacağını düşündüğünü belirtti.
Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester ise enflasyonist baskıların hala daha fazla faiz artışına işaret ettiğini aktararak, Fed’in enflasyonu düşürmek için biraz daha sıkılaştırmaya ihtiyacı olacağını kaydetti.
Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic de enflasyonun çok yüksek olduğunu, bunun sürdürülebilir olmadığını belirterek, “en büyük riskin enflasyonu hedefe geri döndürmemek olduğu” değerlendirmesinde bulundu.
Fed Başkan Yardımcısı Michael Barr, dün bankaları risklere karşı koruyacak bir tampon olması amacıyla sermaye gerekliliklerini artıracak önerilerini açıkladı. Barr, “Gelişmiş sermaye kurallarının, 100 milyar dolar veya daha fazla varlığa sahip bankalara uygulanmasını tavsiye edeceğim.” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, ABD’de üzerinde anlaşmaya varılan borç limiti yasasının, önemli mali zorlukları ele almadığını bildirdi.
