Azerbaycan Haberleri

Covid-19: Allah aşkına açılsın yollar…

“Cumhurbaşkanına Mektuplar” serisinden.

Rövşen Hacıbeyli

Sayın Başkan!

Çok düşündükten sonra sana bir mektup yazmaya karar verdim. Ülkenizde bana Covid-19 demesine rağmen 2020 yılında Azerbaycan’a geldim daha doğrusu getirildim. Memurlarınızın tuzağına düştüm. Onları bilmiyorum, bu beni derinden sarstı. Açıkçası doğduğum günden beri sevimli ülkeniz hakkında çok şey duymuştum ve bu yüzden hemen bu ülkeye gelip, halkıyla ve uzun yıllara dayanan başkanlık deneyimine sahip sizinle bizzat tanışmak istedim. Yazık, halk olarak arzunuz kalbimde kaldı, handavarınıza yaklaşmama bile izin vermediler. Ancak üzülmedim, incinmedim, kızmadım, burada değerli bir misafir olarak karşılanmak bana dünyaları veriyor gibiydi. Seninle görüşemesem de yani Allah mazlumlardan razı olsun misafiri oldum hepsi bana kapılarını açtı…

İlk zamanlarda benim geldiğim için paniğe kapılanlar oldu: özellikle sizin yetkilileriniz, güvenlik görevlileriniz arasında. Zamanla her şey yoluna girdi. Aslında çok zaman almadı, kısa sürede sizinkiyle bir dil bulduk. Ne olduysa beni ileri ittiler, üzerime ne varsa fırlattılar ve ben geldikten sonra ülkeye giriş çıkışları yasakladılar. Bacağım düştü, her gün televizyona yabancılar çıktı, yüz yüze benden bahsettiler, azarladılar ama ben yalnızken buzağı yalayan inek gibi benden vazgeçmediler, söyledikleri için özür dilediler. yüzüm, rüya bile görmediklerini itiraf ettiler. Sanki Operasyon Karargahı, TABİB ve polis beni kendi aralarında bölmüşler. Hala iyileşemedim ve burada sıkışıp kaldım, ayrılamam.

Şiirsel insanlarınızın bununla ilgili bir geleneği var:

Gerçek Çin toprağı,

Göğsüm dağlar arası,

Ne geliyor ne gidiyor

yollar kapandı mı

Açıkçası o şakayı her duyduğumda sinirleniyorum, bu inlemenin asıl sebebinin ben olduğumu düşünüyorum, gitmek istiyorum. Ama DOKTORUNUZ, Operasyon Karargahı (bir şekilde polislerden kurtuldum) pes etmiyor, hala bana ihtiyaç olduğunu söylüyor. Bu kurumun eski başkanı Ramin Bayramlı bana çok sıkı sarıldı, aşktan olduğunu düşündüm ama onu kovduğunuzda bir sorun olduğunu biliyordum ve onun gitmesiyle çok rahatlayacağımı düşündüm. Olmadı yerine gelen kişi de onun gibi yakama yapışıyor. İnsanların yerini değiştirdiğinizde hiçbir şeyin değişmediğini anlıyorum. Birisi var, adını anmayacağım, diyor, sorun sistemde. Vallahi sistemle ilgili her şey dünyanın her yerinde aynı, Dünya Sağlık Örgütü de onaylıyor, hortumların rengi farklı olabilir, bileşimi sizinkiyle aynı… Bakıyorum sizde de var. sabotajcılar öyle anlamsız fikirler üretiyorlar ki suyu bulandırıyorlar burada ne bileyim birinin değirmenine su döküyorlar diyorlar ama burada yaşadığım 4 yıl boyunca hala yapmadım bu su ve değirmen meselesinin ne olduğunu anlayabildik. Değirmen bir yerdeyse, orada su olmalı, bu su kıtlığı döneminde neden buradan su getirme zahmetine girsinler? Bizim tarafımızda kim değirmen işletirse suyu kendisi bulur…

Bay Baskan!

Bana da iftira atıyorlar, çok tuzlu değilim diyorlar üstelik iftira atıyorlar. Düne kadar (25.06.2023) ülkenizde herhangi bir nedenle hayatını kaybeden 10 bin 282 kişinin sebebi olarak beni gösteriyorlar. Bu konuda kendimi suçlu hissediyorum. Dürüst olmak gerekirse, buraya geldiğim için pişmanım. Biliyorsunuz, nüfusu sizinkinden kat kat fazla olan bir ülkeden geldim, Allah’ın işi, bilmem hangi günahın sahibiyim ki bana bu zulümleri çektiriyor. İki yıldır çalışıyorum ama çıkamıyorum buradan, o çıkmazda dediğin gibi yollarımı kapattılar, kim bilir, belki de büyü yapmışlardır…

Buraya gelmeden önce de sizin iç ve dış politikanızı yakından takip ediyordum. Dünyanın hiçbir ülkesinde, hiçbir liderinde bu cesaret, bu hümanizm, bu demir yumruk yoktur. Bu mektubu sana, senin bilgeliğine güvenerek yazıyorum. Eminim beni cevapsız bırakmazsın, beni yurt dışına çıkar, bir daha buraya dönersem babama lanet oku. Yolların kapanmasını fırsat bilip fiyatları Allah rızası için yükselten Bakanlar Kurulu’nuzun Operasyon Karargahı TABİB, AZAL… Hepsi yaptıklarından dolayı beni suçluyor, nasıl bir aptala düştüm , Tanrı?!

Sayın Başkan!

Hatırladığım kadarıyla ilk ziyaretimde bazılarının bana duyduğu nefret daha sonra aşka dönüştü. Gittiğim diğer ülkelerin hiçbirinde bu ölçekte aşk görmediğimi itiraf ediyorum. Ülkenizin eşsizliğini bir kez daha anladım. Diğer ülkeler bir an önce elimden kurtulmaya çalışırken siz kollarınızı açtınız, başımı okşadınız ve beni bırakmama isteğinizi dile getirdiniz. Bunları hatırladıkça şimdi bile ürperiyorum. Bütün bunlar için çok teşekkür ederim, burada uzun süre kalmamda emeği geçen herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum, bu nezaketi asla unutmayacağım ama ben gitmek istiyorum, bu ülkede ne yapacağınızı sadece siz bilirsiniz derler, ne zaman nasıl allah aşkına bir yol açın gideyim bırakın gideyim…

Şimdiden teşekkürler ve tekrar saygılarımla, sizinki Covid-19.

Azerbaycan Haberleri

Bənzər məqalələr

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Başa dön tuşu