Gündem

Depremzedelerin yaraları nasıl sarılacak? Türk Psikologlar Derneği raporunu yayınladı

Türk Psikologlar Derneği’nin 6 Şubat 2023’te gerçekleşen depremlerin ardından, yürütülecek psikososyal destek çalışmalarının planlanmasına yönelik veri oluşturmak üzere hazırladığı, “Öncü ekip saha gözlem ve ihtiyaç değerlendirme” raporu yayınlandı.

10-17 Şubat 2023 tarihleri arasında, aralarında Prof. Dr. Gökhan Malkoç, Doç. Dr. Zeynep Tüzün, Psk. Dr. Zeynep Şeker, Psk. Dr. Çiğdem Yumbul, Psk. Suat Özçağdaş ve Vedat Gün’ün bulunduğu 6 kişilik uzmanlardan oluşan öncü ekibin depremlerden etkilenen 7 şehri ziyareti sonrasında yayınlanan raporda Psikososyal Destek Modeli kapsamında, yapılması gereken çalışmalardan bahsedildi.

Türk Psikologlar Derneği raporunda, “acil olarak yapılması gerekenler” arasında şu maddeleri sıraladı:

  • Bölgeden göç etmiş olan yurttaşlara yeni gelmiş oldukları illerde psikososyal destek sağlanması
  • Depremden etkilenen il ve ilçe merkezlerinde deprem bölgesine gidecek uzman gönüllüler aracılığıyla 1 yıllık bir psikososyal destek hizmeti sunulması
  • Deprem bölgesinde olan ancak görece yerel kapasitesiyle psikososyal destek verilebilecek illere de (Adana, Şanlıurfa, Diyarbakır, Kilis, Elazığ) yapılacak gezici ekip görüşmeleri dahilinde ihtiyaç duyulacak noktalarda uzmanlık desteği sağlanması
  • Çalışmaların psikososyal destek sunabilecek meslek mensuplarının meslek kuruluşları ile eşgüdüm ve işbirliği içinde gerçekleştirilmesi

Çocuklar, ergenler, yaşlılar, kadınlar, engelliler ve mülteciler gibi özel tıbbi bakım ihtiyacı bulunan grupların özel gereksinimlerinin de göz önünde bulundurularak bir psikososyal destek modelinin geliştirilmesinin önemine değinilen raporda, “Çocuk, ergen, yaşlı, kadın, engelli, özel tıbbi bakım ihtiyacı bulunan bireyler, mülteciler vb. incinebilir grupların özel
gereksinimleri de göz önünde bulundurularak kapsamlı bir toplum temelli psikososyal destek
programı geliştirilmesi gerekmektedir” denildi.

“Çocuklar için acil çalışma başlatılmalı”

Özellikle deprem sonrasında ortaya çıkan görüntülerde enkaz altından çıkarılan ya da yardım alırken görülen çocuklar, büyük eleştirilere neden olmuştu. Enkaz bölgesinde çocuklara her ne kadar “iyi niyetle” yaklaşılsa da bilinçsiz bir biçimde psikolojik olarak zarar verilebileceğinin altı çizilmiş olsa da eleştirilere neden olan görüntüler gelmeye devam ediyor.

Türki Psikologlar Derneği tarafından yayınlanan raporda bu konuya da dikkat çekilerek, çocuklara yönelik çalışmaların acilen başlaması gerektiğine vurgu yapıldı.

Raporda şu ifadelere yer verildi: “Deprem bölgelerinde, enkazdan çıkartılan çocukların sayısının fazla olmasının yanı sıra, ebeveyn kaybı olan birçok çocuk da bulunmaktadır. Bu nedenle çocuklara yönelik çalışmaların ivedilikle başlaması tavsiye edilmektedir. Özellikle, artçıların devam etmesi nedeniyle yetişkinlerdeki yoğun kaygı ve uyku sorunlarının gözlemlendiği bu dönemde, çocuklarda da ebeveynlerinden ayrılmaya yoğun tepki, içinde bulundukları yaş grubunun gelişim özelliklerinde gerileme, daha küçük yaş özellikleri gösterme (parmak emme, alt ıslatma gibi), öfke ve kaygı duygularının yoğunluğu gözlendiği belirtilmiştir.”

Çocuklar için rutin olan bir yaşamın oluşturulmasının öneminin vurgulandığı raporda, “Çadır ya da konteyner kentlerde, çocuklara yönelik oyun ve etüt alanlarının oluşturulması oldukça önemli görülmektedir. Bu alanlarda yaş gruplarına göre düzenlenmiş aktivitelerin rutin olarak uygulanması ve yine yaş gruplarına uygun eğitim faaliyetlerinin sağlanması önerilmektedir. Kalıcı konutlar oluşturulana kadar çadır ve konteyner kentlerde uzun süre yaşayacakları göz önüne alındığında, normal hayata dönüşün desteklenmesi amacıyla çocuklar için rutin günlük bir akış sağlanmasının ivedilikle yapılması gerektiği düşünülmektedir” denildi.

Kadınlara yönelik bireysellik ve sosyallik vurgusu

Çadır ve konteyner kentlerde kadınların ailelerinin ihtiyaçlarını gidermeye yönelik yoğun olarak çalıştıkları belirtilen raporda, “Kadınlara yönelik çalışmalarda onlara bireysel bir alan ve zaman tanınması, sürekli bakım veren rolünde olmaktan çıkarak, kendi deneyimlerini işlemleyebilmeleri ve duygularını anlamlandırabilmeleri adına da imkân sağlayacaktır. Dolayısıyla çocukların faaliyetlerde olduğu zamanlarda kendi aralarında toplanıp sosyalleşebilmelerinin desteklenmesi adına alanlar sağlanması önerilmektedir” ifadeleri kullanıldı.

Bölgede tuvalet, hijyen ürünleri duş ve yıkanma alanları, anne sağlığı hizmetlerinde yoğun bir ihtiyaç olduğu vurgulanan raporda, “Kadınların ve erkeklerin ortak tuvaletleri kullandığı bölgelerde hastalık riski artmaktadır. Kadınlar için kendi rutinlerine geri dönmelerini sağlayabilecek ihtiyaçlarının karşılanması önemlidir. Örneğin, bir mutfak kurulması ve sosyal paylaşım alanları oluşturulması destekleyici olacaktır” diye yazıldı.

“Engelli ve hasta bireylere acil ihtiyaç analizi yapılmalı”

Raporda, engelli bireylere dair ihtiyaç tespitlerinin hızlıca yapılması, çadır ve konteyner kentlerde uygun yaşam alanlarının oluşturulmasının gerektiği olduğu da vurgulanırken bunun yanı sıra, yapılan ihtiyaç analizinin ardından, belirli psikososyal destek modelleri oluşturularak çalışmaların yapılması ve bu çalışmaların alanda çalışan uzmanlar tarafından desteklenmesinin de önemli olduğu ifade edildi.

Belirli hastalıklara yönelik tedavi görmesi acil olan depremzedelere yönelik de raporda şu ifadeler kullanıldı: “Nadir hastalıkları olan ya da akut bir tedavi süreci (kanser vb.) içinde olan özel tıbbi gereksinimi olan bireylerin sağaltım süreçlerinin sekteye uğramaması için süratle ihtiyaç tespiti yapılması ve ilgili kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla hizmetlerin sunulması sağlanması son derece önemli ve acildir.”

Yaşlılar için öz bakım desteği

Yaşlıların bu süreçte, sağlık ve barınma ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra, psikososyal destek çalışmaları kapsamında, sosyalleşebilmelerine olanak sağlayacak imkanlar sunulmasının önemli olduğu ifade edilen çalışmada, “Bu noktada, çadır ve konteyner kentlerde, özellikle bu alanda uzmanların aileleri ziyaret ederek bilgi vermesi ve yapılan çalışmalara katılımın sağlanması için çağrıda bulunması gereklidir. Refakatçisinden yoksun kalan ve/veya mevcut koşullarda yaş ve sağlık durumları nedeniyle özbakımlarını sağlayamayan yaşlılara yönelik destek hizmetleri ivedilikle geliştirilmelidir” vurgusu yapıldı.

Savaş sonrası ikinci travma: Mülteciler

Bölgede yoğun bir mülteci popülasyonunun bulunduğundan bahsedilen raporda, “Yerel halk ile afet öncesinden gelen ilişki dinamiklerinin yer yer oldukça olumsuz olması, sınırlı afet kaynaklarından yararlanmaya ilişkin gerilimler, bölge halkının farklı illere göçü, güvenlik ve barınma ile ilgili sorunlar, savaş sonrası ikinci bir travmaya maruz kalmış olan mülteci popülasyona yönelik çalışmaların planlanmasını zorunlu kılmaktadır” ifadeleri yer aldı.

Raporda öte yandan, “Afet çalışmalarına destek veren çalışanlara psikososyal destek hizmeti sunulması, görev yapıp geri dönmüş arama-kurtarma, lojistik vb. personel ve gönüllülere kendi illerinde hizmet sunulması, deprem bölgesinden başka illere intikal etmiş deprem yaşayanların yeni barınma alanlarında/bölgelerinde psikososyal destek hizmeti sunması ihtiyaçlar arasındadır” ifadeleri de kullanıldı.

Dernek söz konusu çalışmaları gerçekleştirmek için de kamu kurumları, yerel yönetimler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları ile görüşmelere devam ederek programın geliştirilmekte olduğu bilgisini de raporda verdi.

halktv.com.tr

Kaynak – HALKTV.com
“24 saat”

Bənzər məqalələr

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Başa dön tuşu