Yaşam

Bugünün işini yarına bırakmayın diye boşuna dememişler… İşte erteleme alışkanlığının nedenleri…

Erteleme hastalığı; kişinin yetiştirmesi gereken işleri ötelemesi, yapmaktan kaçınması ya da sürekli olarak ertelemesi olarak tanımlanır. Yapılması gereken işin başına oturmadan önce son bir kez başka bir şey yapma, harekete geçerek işi tamamlamak yerine kasıtlı ve bilinçli olarak yapılması gereken eylemden kaçınma, ağırdan alma olarak da açıklanabilen erteleme hastalığı, toplumda oldukça yaygın olarak görülür. Bu kişiler eyleme geçmek yerine kendi kendilerine bahaneler ve kaçış yolları bularak görevlerini erteler. Bunun sonucunda iş ve okul hayatlarının yanı sıra sosyal ilişkileri de olumsuz etkilenir. Zamanın çoğunda, ertelemeyi seven insanların organizasyon konusunda büyük bir sorunları olur. Birincil ile ikincil görevler arasında hangisini seçeceklerini bilemezler. Kişinin yapması gereken işi, zamanı, enerjisi ve imkanı olmasına rağmen, bir ya da birkaç kez ertelemesi, işi yapmaktan kaçınması olarak tanımlanan erteleme hastalığı, kişinin günlük hayatına olumsuz etki eder. Yapılması gereken işleri, süresiz ve sayısız olarak erteleyen kişiler, zamanı doğru kullanamadıkları için gerek okulda, gerekse profesyonel yaşamlarında güçlüklerle karşılaşırlar. İşin tamamlanması gereken zaman yaklaştıkça öfke ve stres seviyeleri artar. Çoğunlukla da işi yapabileceklerinden çok da yüzeysel ya da kabataslak şekilde tamamlarlar. Bunun sonucunda da stres seviyeleri artmaya ve öz güvenleri düşmeye başlar.

Peki ertelemenin ardında yatan asıl neden ne? Neden erteliyoruz?

İşi gücü erteleyen insanlar bundan bir türlü kaçamazlar. Tembel olmak ile ya da başka faktörler ile ilgisi olmayan büyük bir güç gibi üzerlerine nüfus eder.

Erteleme hastalığına sahip kişiler, genellikle yapılması gereken ya da yapılması kendisinden beklenen işleri sürekli olarak ötelerler. Örneğin, gün boyu bolca vakti olan bir kişi, ödevini ya da bitirmesi gereken bir projeyi yapacağı saati belirledikten sonra ilgili saat geldiğinde araya başka bir iş sıkıştırabilir. Kişi önceden planladığı saatte işi tamamlayamadığında tekrar planlayıp ileri bir saat belirler ve belirlediği saat geldiğinde işi tekrar erteler. Bu durum yapılması gereken iş için ihtiyaç duyulan zamanın azaldığı ana kadar devam eder. Kısıtlı olan zaman içinde de ödevi ya da projeyi üstünkörü ya da detaylarına inmeden yaparak tamamlar. Bu durum spora veya diyete başlama konusunda da sıklıkla görülür. Haftanın ilk günü olan pazartesiye erteleme durumu, bir döngü içinde devam eder. Bir süre sonra alışkanlık hâline gelen bu durum, kronik erteleme davranışını ortaya çıkarır.

Kronik erteleme nasıl oluşur?

Sürekli erteleyen, ertelediği için strese ve sıkıntıya girmesine rağmen, bu durumu tekrar tekrar sürdüren kişilerde görülen kronik erteleme önemli bir problemdir. Çocukluk çağında başlayan bu durumun altında yatan sebeplerden biri de otoriter ebeveynlerdir. Bu tarz ailelerde kurallar çok sıkıdır ve bu kurallara uymak hemen her şeyden daha önemlidir. Mükemmeliyetçi anne babalar, küçük yaştan itibaren sürekli olarak çocuklarını eleştirir. Ayrıca koşullu sevgi ve ilgi veren ebeveynlerin çocuklarında da erteleme hastalığı görülebilir. Bunun sonucunda çocuklar kendi iç dünyalarını düzenlemek yerine ebeveynlerinin niyetini okumayı öğrenir. Sürekli olarak kendini ispatlamak zorunda kalan çocuklarda performansla ilgili kaygılar ortaya çıkar. Küçük yaşta takdir görmek ve kabul edilmek için çabalayan kişiler, yetişkinlik döneminde erteleme hastalığı ile baş başa kalır. Çocukluk döneminde baş kaldıramayan bireyler, yetişkin olduklarında yapmaları gereken işleri zamanında yapmayarak bir tür tepki ortaya koyarlar. Ancak bu durum kronik erteleme hastalığına sahip kişilerde öfkeye neden olur. Son teslim tarihi olan işlere başlama fikri, keyif kaçırıcı bir eylem olarak görülür. Zaman daraldıkça artan stres ve sinirlilik hâli, kişi psikolojisi üzerinde huzursuzluk ve kızgınlık gibi negatif duyguları yoğunlaştırır. İşi yapmaya niyetlendiğinde motive olamayan kişiler, eylemlerini erteleyerek bir yerde duygularını ertelemiş olurlar.

Erteleme hastalığı kimlerde görülür?

Günümüz modern toplumunda oldukça yaygın olarak görülen erteleme hastalığı her yaş ve cinsiyetten kişide görülür. Erteleme eğiliminde olan kişiler, çevreleri tarafından savsak, rahat ve üşengeç olarak tanımlanırlar. Çoğunlukla motivasyon eksikliğinden kaynaklanan bu durumda kişi, yapılması gereken işi önemsiz bulur. İlgi alanı dışında yer aldığını ya da işleri ertelemesinin, beceri eksikliğinden kaynaklandığını düşünür. Yapılması gereken işi nasıl yapacağını bilememek ve kendini yetersiz hissetmek de erteleme hastalığı bulunan kişilerde yaygın olarak görülür. Motivasyon eksikliğine ek olarak mükemmeliyetçi olmak, başarısız olmaktan korkmak, kişinin kendisine yönelik olarak yüksek standartlar belirlemesi ve kendisine ilişkin olağan dışı beklentilerde bulunması da erteleme hastalığı bulunan kişilerin ortak özellikleri arasında yer alır. Tüm bunlara ek olarak zaman yönetimi kötü olan, plansız davranan kişilerde de yapılması gereken işi sürekli erteleme eğilimi görülür.

Erteleme hastalığı belirtileri nelerdir?

Erteleme hastalığına sahip kişiler, genellikle yapılması gereken ya da yapılması kendisinden beklenen işleri sürekli olarak ötelerler. Örneğin, gün boyu bolca vakti olan bir kişi, ödevini ya da bitirmesi gereken bir projeyi yapacağı saati belirledikten sonra ilgili saat geldiğinde araya başka bir iş sıkıştırabilir. Kişi önceden planladığı saatte işi tamamlayamadığında tekrar planlayıp ileri bir saat belirler ve belirlediği saat geldiğinde işi tekrar erteler. Bu durum yapılması gereken iş için ihtiyaç duyulan zamanın azaldığı ana kadar devam eder. Kısıtlı olan zaman içinde de ödevi ya da projeyi üstünkörü ya da detaylarına inmeden yaparak tamamlar. Bu durum spora veya diyete başlama konusunda da sıklıkla görülür. Haftanın ilk günü olan pazartesiye erteleme durumu, bir döngü içinde devam eder. Bir süre sonra alışkanlık hâline gelen bu durum, kronik erteleme davranışını ortaya çıkarır.

Erteleme hastalığı nedenleri nelerdir?

Kişi her işini ertelemeye başlamışsa ve bu durum günlük rutin hayatını dahi sekteye uğratıyor ise Procrastination diğer bir deyişle erteleme hastalığına sahip olduğu düşünülür. Erteleme hastalığı sebepleri arasında şunlar yer alır:

  • Motivasyon eksikliği
  • Kötü zaman yönetimi
  • Mükemmeliyetçilik
  • Başaramama kaygısı
  • Kişiliğe uygun olmayan iş seçimi
  • Bilgi eksikliği
  • Bitirememe kaygısı

Birçok insan, anksiyeteye dönüşebilecek olan duygularını ve stresi nasıl kontrol edeceklerini bilemedikleri için erteleme eğilimi içerisindedir.

Stresli bir kişiliğe sahip olup, çok kolay bir şekilde dikkatleri dağılabilir. Projeleri oldukça kapsamlı ve içinden çıkılmaz durumlar olarak görebilirler. Bu nedenle de, yapmaları gereken işleri ertelerler.

Belirli durumlarda, üzerinde uğraşmaları gereken başka işler olduğundan bu durum kaynaklanmaz. Genel olarak, vakitlerini daha önemsiz işlere harcayıp, çok büyük aciliyet gerektiren bir iş olsa dahi, vakit kaybı içerisinde olurlar.

Anksiyeteli insanların bu durumda erteleme için seçtikleri yol, aşağıdakiler gibi kendilerini kandırma ve bahanelerdir:

“Şu an tam odaklanamıyorum, ilham gelince yarın bir bakarım.”

“Şu an kendimi iyi hissetmiyorum. Kendimi daha iyi hissedince bu işe tekrar bir bakacağım.”

“Şu an bitirmem gereken başka işler var. Şimdi bir onlara bakayım ve kalanını sonra hallederim.”

Gördüğümüz üzere, anskiyeteli insanlar bu çok rahatsız edici durumu ortadan kaldırmak için acilen bir ödül ihtiyacı içerisindedir. Yine de uzun vadede, çok fazla zaman kaybedecekleri için işleri daha da kötüleştirebilirler.

Ertelemeden bahsediyorken, bu tür bir sorunu olan insanların aynı zamanda büyükte bir organizasyon sorunu olduğunu aşikardır. Her birimiz, bize en iyi şekilde yarayacak olan organizasyon şemasını aradığımız için herkesin çalışma prensibi faklıdır.

Yine de, aklımızda daha büyük öneme sahip işleri ilk sıraya koymak her zaman için gereklidir. Erteleyebileceğimiz farklı görevler vardır, kimini kendimiz sonrasına planlamak için bırakırız, başka güne saklarız ya da başkasına devrederiz.

Yine de, genellikle başımıza gelen, özel bir öneme sahip olan işleri ertelediğimizdir. Bunun yüzünden, iyi bir şekilde organize olmak bizleri erteleme hastalığından korur ve zamanı geldiği zaman arta kalan zamanımız bile olabilir.

Organizasyon becerinizi arttırmak için, önceliği olan işlere yönelmek önem arz eder. Bunun için Eisenhower Matriksini kullanmanızı öneriyoruz.

Bu matrikste, önem ve aciliyete göre sınıflanmış dört blok vardır. Akıllı bir şekilde kullanım ile plana bağlı kalarak, erteleme hastalığından kurtulabilirsiniz.

Sahip olduğumuz zamanı abartmak, dakik olmayan insanların bir huyudur. Belirli işleri tamamlamak adına, çok fazla zamanları olduğunu düşünürler ama gerçek hiçte böyle değildir.

Her ne kadar bu durum erteleme ile mücadele eden bahaneler ve kendini aldatma ile beraber görülse de, erteleyen insanlar zamanı abartmaya meyilli olurlar.

Örneğin, ertelemeye meraklı insanlar, birkaç işi bir iki gün içerisinde halledebileceklerine inanırlar. Yine de, bazı karışıklık, şüphe ya da sorunlar sebebi ile ellerindeki zaman büyük oranda azalır.

Bundan ötürü, belirli bir işi bitirmek için sahip olduğunuz zamanı abartmak sizi strese sokar ve o işi bitirmenizi engeller. Akabinde, ilgili iş sizin istediğiniz kalitede sona ermeyebilir. Tüm bunlar sonucunda memnun kaldığınız söylenemez.

Daha önce yapmak için gerekli motivasyonu bulamadığınız bir işi aradan çıkarmak, daha önemsiz işleri daha iyi bir şekilde bitirmenizi sağlar. En nihayetinde, çok büyük bir aşama kaydetmiş gibi hissederiz.

Tabi, ders çalışırken ‘en az sevdiğin işe ya da en az sevdiğin konudan başla‘ sözünü kesin duymuşuzdur. Hayatımızın diğer alanlarında ve işte kullanabileceğimiz zeki bir öneridir.

Erteleme hastalığı ile nasıl başa çıkılır?

Herhangi bir işe başlayamayan ve devamlı erteleyen kişilerin bu durumla başa çıkması için yapması gerekenlerin başında korkularla yüzleşmek gelir. İşleri ertelemeye sebep olan durumun üzerine giderek yüzleşmek iyi bir başlangıçtır. İşin ertelenmesine neden olan televizyon, telefon ve tablet gibi dikkat dağıtıcı nesneleri, işi yapmak için planlanan zamandan 10-15 dakika önce kapatmak, hayatta hiçbir şeyin mükemmel olmadığını kabul etmek, zamanı iyi yönetmek için çabalamak, program ve listeler yapmak erteleme hastalığı ile başa çıkma konusunda kişiye yardımcıdır. Kişi, gün içinde verimli olduğu zaman dilimlerini belirlemeli ve bu saatlerde zamanın boşa harcandığı eylemlerden uzak durmalıdır. İnternet ve sosyal medya kullanımını sınırlamak da işlerin vaktinde yapılmasına yardımcıdır. Planlanan zaman içinde yapılan işe odaklanmak, belirlenen molalarda dilediğince dinlenmek ve ardından tekrar yapılan işe dönmek, her ne kadar bu hastalığa sahip kişilere zor gelse de, kişi kendini zorlamalı ve işi doğru zamanda tamamladığında kendini ödüllendirmelidir.

Siz de işleri sürekli erteliyorsanız ve bu durum günlük hayatınızı etkiliyorsa, klinik psikologlardan profesyonel destek alabilirsiniz.

Halktv.com
“24 saat”

Bənzər məqalələr

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Başa dön tuşu