Hava kararınca sokaklara gizlice sızıyorlar. ABD tarafından sağlanan toplar ve uzun menzilli roketler için Rus hedeflerini tespit ediyorlar. Demiryollarını havaya uçuruyorlar ve Ruslarla işbirliği yaptıklarını düşündükleri yetkililere suikastler düzenliyorlar. Savaşın her safhasında, her alanda yer almaya çalışan bu gerillalar, işgal altındaki bölgelere de saldırılar düzenliyor ve Rus güçlerini sarsmaya çalışıyorlar.
Ukrayna, zaman zaman salı günü Kırım’da bir Rus mühimmat deposunda yaşanan patlamayı üstlenen elit askeri birlikleriyle, zaman zaman da gerilla gruplarıyla savaşı Rusya’nın kontrolündeki bölgelere taşıyor. Hatta Ukraynalı yetkililer geçen hafta yine Kırım’daki bir Rus hava üssünü hedef alan ve sekiz savaş uçağının imha edildiği saldırıyı gerillaların düzenlediğini açıklamıştı.
Pagan inanışa dayanan Slav bir ateş tanrısı olan Svarog’u kod adı olarak belirleyen bir gerilla, yaptıkları eylemi “Amaç işgalcilere evde olmadıklarını, yerleşmemeleri ve rahat uyumamaları gerektiğini göstermek” sözleriyle anlatıyor.
Ukrayna ordusunun kontrol ettiği ve Ukraynalıların “partizanlar” olarak adlandırdığı grup, ülkedeki askeri stratejistler ve mühendisler tarafından eğitiliyor. Bu eğitimler işgalden aylar önce Rusya sınıra asker yığarken başlamış. Her ne kadar Rusya ağır silahlar konusunda Ukrayna’ya göre ciddi bir avantaj sahibi olsa da gerillalar, Rus güçlerini ve Rusya ile işbirliği yapanları yıpratmayı başarıyor.
Pek çoğu gönüllü olarak savaşa katılan bu insanlar, ağırlıklı olarak Azak Taburu’na ve çoğu bu tabura bağlı paramiliter örgütlerden birine katılıyor. Aynı zamanda söz konusu örgütler Kırım’ın ilhakından bu yana, yani 8 yıldır, sivillere askeri eğitim veriyor.
Svarog, yapılan hazırlığı aktarırken işgalden sonra Melitopol’un dışındaki bir depoya yönlendirildiğini ve burada patlayıcılar, fünyeler, Kalaşnikof tüfekler, bir el bombası fırlatıcı ve susturucularla donatılmış iki tabanca bulduğunu ifade ediyor. Ukrayna’nın güneyindeki Melitopol, o zamandan beri direnişin merkezlerinden biri olarak öne çıkmakta.
Partizanlar sivil olduklarını ve bu nedenle faaliyetlerinin yasal dayanağının, örneğin bir askerin sivil bir yetkiliyi hedef almasını yasaklayan savaş yasalarına göre değil, Ukrayna yasalarına göre düzenlendiğini söylüyorlar.
Savaşan gönüllü Ukraynalılar kadar ülkeye gelen yabancı paramiliter gruplar da dikkat çekiyor. Bunlar arasında öne çıkan örneklerden biri de ABD’li Boogaloo Bois adlı grup. Hükümet karşıtı, aşırılık yanlısı ve radikal sağcı üyelerden oluşan bu grup, ABD’de bir “boogaloo” (internet jargonunda şiddetli ayaklanma ve iç savaş anlamı taşıyor) yaşanmadığı için “deneyim kazanmak adına” Ukrayna’nın yolunu tutuyor.
Boogaloo Bois üyesi 21 yaşındaki Mike Dunn, Virginia’dan Ukrayna’ya gitmiş. “Burada aktif Boogaloo Bois üyesi birkaç Amerikalıyla tanıştım; buraya gelecek olan daha fazla Boogaloo Bois var” diyen Dunn, şöyle devam ediyor:
“Herhangi bir birime katıldıklarında onları aldığında, ya deneyim kazanmak ya da sanırım hayatlarına bir tür tutku, heyecan katmak için savaşacaklar.”
