Dünya

Ukrayna’da ‘gençlik’ böyle sona erdi: ‘Oyunlar oynadığımız bahçeye gömdük…’

“Savaş olmasaydı” diyor İra Lyubarskaya, “Yazın ilk günlerini muhtemelen kulağımda en sevdiğim grup Imagine Dragons’la sokaklarda dolaşarak ya da apartmanın çatısında Truman Capote’den Soğukkanlılıkla’yı 10. kez okuyarak geçirecektim.” Bunları Lviv’de, Kiev’de veya Ukrayna’nın Rusya işgalinden daha az etkilenmiş diğer bölgelerinde de yapabilirdi belki ancak İra, Mauripol’da büyüdü.

Bu sebeple çocukluğundan beri en iyi arkadaşı olan Vika ile, öğleden sonra pikniklerinde laflamak yerine mahallelerinde yer alan sığınakta rutubet kokan şiltelerde haftalar boyu uyuyarak geçirdiler.

Dut ağacına tırmandıkları, kurdukları salıncakta saatlerce sallandıkları, kum havuzunda şakalaştıkları avluda, büyüdükleri apartmanın avlusunda, şimdi apartmanın enkazı yatıyor. Oyunlar oynadıkları bahçeye Vika’nın annesi ve babasını birlikte gömdüler.

İra henüz 18 yaşında ancak hikayesi istisnai bir hikaye değil. Savaş olmasaydı önünde pek çok fırsat olabilirdi. Muhabir olmak istiyor ve şehrindeki üniversitede gazetecilik okuyordu. Engelli babası, yaşlı büyükannesi ve artık yetim kalan arkadaşı Vika’yla şehirden kaçmak zorunda kaldılar. Annesi ise Rus kontrolündeki topraklarda kaldı. Ugg botlarından nasıl şarapnel parçaları çıkardığını da anlatıyordu.

Ukrayna’da Ira gibi pek çok genç var. Belarus sınırına yakın Çernihiv’de şehir morgunda çalışan babasına destek olabilmek için şehirde kalan 18 yaşındaki Nazar Fenenko’nun hikayesi kentte yankılanıyordu. Kiev’de kimya okuyan Nazar, “Babamı bu morgda yalnız düşünemiyordum” diyordu. Kiev’de şehir hastanelerine ilaç ulaştırmada büyük roller oynayan ve savaş çıkmamış olsa ailesiyle Azak sahillerinde tatil yapmayı planlayan 24 yaşındaki Anton Odnorog’un hikayesi de…

Lviv’de şehrin sivil savunma gücüne katılan doktora öğrencisinin hikayesi de oldukça çarpıcıydı.

Savaş olmasa belki genç kalmalarına izin verilebilirdi. Ancak Rusya’nın işgali onlar gibi pek çok genci bir gecede yetişkinliğe zorladı. Onların kahramanlıklarına muhtaç kalan ülke omuzlarına dünyanın bir sürü yerindeki yaşıtlarından daha fazla bir sorumluluk yükledi. Ira şöyle diyor:

“Yaşamımızı geçmiş zaman kipinde tanımlamam gerekiyor. ‘Öyleydim, öyleydik…’ 7 no’lu binada oturuyorduk. Şimdi o bina yok. Mauripol Devlet Üniversitesi’nde gazetecilik okuyordum. Üniversite kalmadı. Şehir kalmadı.”

Onlar için 24 Şubat 2022 tarihi bir dönüm noktası olarak hayatlarına kazındı. Yazar Anna Nemtsova benzer bir duyguyu 19 Ağustos 1991’de yaşadığını hatırlıyor. Hatırlanacağı üzere o tarihte SSCB hükümeti üyesi bir grup, ülkenin denetimini Mihail Gorbaçov’dan almak için darbeye teşebbüs etmiş, 21 Ağustos’ta sona eren girişimden aylardan sonra SSCB, 1992’yi göremeden dağılmıştı.

Nemtsova, 19 Ağustos’u hatırlarken şunları söylüyor:

“24 saat”

Bənzər məqalələr

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Başa dön tuşu