Hayatımızı iki yıldır alt üst eden, normalimizi değiştiren ve günlük yaşantımıza yeni kavramlar ekleyen koronavirüsün getirdiği en büyük alışkanlık maskeler oldu. Evden çıkmadan önce kontrol ettiğimiz telefon, anahtar ve cüzdanın yanına bu iki senede maskeler de eklenmişti. Şimdi bu sürecin sonunda, gelinen noktada maskelere büyük ölçüde veda etme zamanı geldi.
Bilim Kurulu, 26 Nisan’da son kez toplandı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son toplantının ardından beklenen açıklamayı yaptı ve “Kapalı mekanlardaki maske kullanma zorunluluğu tümüyle kaldırılmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, maske kullanma zorunluluğunun sadece toplu taşıma araçları ve sağlık kuruluşlarında, vaka sayısı 1000’in altına düşene kadar devam edeceğini ifade etti.
Toplantıdan sonra Twitter üzerinden açıklamalar yapan Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca bir paylaşımında “Hatıra fotoğrafımızı çektirelim. Okullarda maske mecburiyeti kalktı” ifadelerini kullanırken konuya ilişkin bir diğer paylaşımında ise “Okullarda ve diğer kapalı alanlarda maske mecburiyeti kalktı. Toplu taşıma araçlarıyla sağlık kuruluşları, vaka sayısı 1.000’in altına düşene kadar uygulamada istisnayı teşkil ediyor. Çok yakında yüzümüzün akıyla maskesiz hayata geçiyoruz. Dün 2.604 olan vaka sayısından bu belli!” sözlerine yer verdi.
Peki çalışma ortamında nasıl bir süreç yaşanacak? Akıllardaki en çarpıcı soru “İşverenler bu kararın ardından hala çalışanlarına maske takmayı zorunlu kılabilir mi?” sorusu.
Av. Ferit Durbin, “Patron eğer bu yönde bir baskı yaparsa bu mobbing olarak değerlendirilir” diye konuşuyor ve işverenin, bunu kabul etmeyen çalışanın iş akdine son vermesi halinde çalışanın tazminatının tamamını alacağını ifade ediyor.
“Çalışan bu yönde bir dayatma varsa kabul etmeme hakkına sahip” diyen Av. Cenk Söbe ise “Bu noktada işveren çalışanının iş akdini sonlandırırsa bu geçersiz bir fesih olur. Konu yargıya taşındığında işe iade kararı çıkacaktır” diye konuşuyor.
Söbe ayrıca “Çalışan maske takmadığı için işyerine alınmıyorsa burada çalışan için bir haklı fesih durumu oluşabilir” de demekte. “Haklı fesih” ifadesini açmak gerek zira Durbin de “Zira bu yaşanan, çalışan için haklı fesih durumunu oluşturur. Haklı fesih koşulunda çalışan şirketten tazminatının tamamını alır” diye konuşmakta.
Özetle haklı nedenle fesih; dürüstlük kuralları çerçevesinde iş ilişkisini sürdürmesinin beklenemeyeceği tarafa, iş akdini derhal feshetme yetkisi veren bir haktır. İş akdinin çekilemez ya da katlanılamaz olduğu bir noktaya geldiği tespit edilirse taraflara haklı fesih şansı doğmakta.
