Teknoloji

Teknoloji alemi bunu konuşuyor: Kim Yaratıcı Ekonomi’nin içinde, kim dışında?

Her yıl Texas’ta toplanan teknoloji devleri trendleri ve gelişmeleri konuşurken bu yıl adeta tek bir konu başlığı gündemdeydi: Yaratıcı Ekonomi! Herkes benzer ama farklı bir tanım yaparken parçası olmak giderek zorlaşan bu yapıya kim dahil kim dahil değil o bile bilinmiyor…

Her yıl mart ayında Silikon Vadisi’nin liderleri, Wall Street yatırımcıları, bilgisayar korsanları, dijital tasarımcılar, içerik üreticiler ve bu dünyanın kreatif insanları internetin geleceği hakkında konuşmak için Austin, Texas’ta bir araya geliyor. Söz konusu buluşma; sosyal medya trendlerini öngören çeşitli panellere, finansman arayan ‘startup’lara ve teknoloji firmalarının aslında insanlık için ne kadar önemli oldukları hakkında bitmek bilmeyen tartışmalara ev sahipliği yapmakta.

Bu yıl ise tartışmalar adeta tek bir odak noktasında toplanmıştı: Yaratıcı Ekonomi. South by Southwest festivalinde içerik üreticilerinin neden ve nasıl “otonom” kılınacağından, markaların buna nasıl cevap vereceğine kadar uzanan düzinelerce panel vardı.

Peki nedir bu Yaratıcı Ekonomi? Aslında hepimiz ne olduğunu biliyoruz… Sosyal medya fenomenleri ya da global tabirle influencer’lar ne zaman yaşamlarından detaylar ya da komik olduğu düşünülen skeçler paylaşmanın yanında sponsorlara gizli veya açıkça yer vermeye başladı, Yaratıcı Ekonomi internet alemini adeta ablukaya aldı.

Burada çizilmemiş çizgiler ve belirlenmemiş sınırlar, internetin görece daha az filtreli doğasına uygun ancak yeni gelenler için ortada büyük bir sorun duruyor. Pazarlama ajanslarının, halkla ilişkiler stratejistlerinin ve teknoloji endüstrisinin dalına tutunduğu Yaratıcı Ekonomi kökü olan bir fenomen gibi durmuyor.

Lakin bazıları bu terimin Stanford’da Mühendislik profesörü olarak görev yapan Prof. Paul Saffo’nun animasyon sanatçılarına ve çizerlere atıfta bulunarak kullandığı ifadeye dayandığını öne sürüyor ve Yaratıcı Ekonomi kavramını internetin doğuş yıllarına kadar götürüyor.

Bununla birlikte, son yıllarda bu terim, Silikon Vadisi CEO’ları ve risk sermayesi fonları tarafından, YouTuber’lar ve podcast yayıncıları gibi içerik oluşturuculara atıfta bulunarak; marka ortaklıkları, reklam gelirleri ve Patreon gibi abonelik platformlarının bir karışımı yoluyla para kazananları tanımlamak için kullanılıyor. Bunlara doğrudan TikTok ve Instagram aracılığıyla ürün ve hizmetlerin reklamını yapan tüketiciye yönelik influencer’lar da eklendi.

Yatırım fonu Atelier Ventures’un CEO’su Li Jin ise “Ününü online platformlardan alan herkes bu yolla gelir elde edebiliyorsa bu Yaratıcı Ekonomi’dir” diyor. Jin bu gelişmeyi sıcak karşılamakta.

Fakat bu ekonomiyi sorgularken ortaya çıkan sorun, Yaratıcı Ekonomi’nin belirsizliği podcast yayıncıları ya da çalışmalarını online olarak satan görsel sanatçılar, YouTuber’lar, Twitch yayıncıları ve gazeteciler bu yaratıcı alanın bir parçası. Ancak podcast’lerin ses kalitesini düzelten, YouTube videolarına kapak tasarlayan ve yükleme takvimlerini yönetenler bu pazarın bir parçası gibi görülmüyor…

Büyük soruna dönecek olursak bu platformlarda neyin değerli olduğuna kimin, nasıl karar verdiği. Birleşik Krallık’ta ünlü bir podcast yayıncısı olan Hussein Kesvani, “Podcasting ile gelir elde edebildiğim için minnettarım ancak bunun büyük oranda sebebi çalışmamı halk tarafından daha keşfedilebilir kılsan mevcut bir medya kişiliği olmam. Bunun farkındayım” diyor.

Kesvani şöyle devam ediyor:

“24 saat”

Bənzər məqalələr

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Başa dön tuşu