Rusya’nın saldırıları nedeniyle ülkeyi terk etmek isteyen Ukrayna vatandaşları ağırlıklı olarak Polonya’ya ve Romanya’ya geçmeye çalışıyor. İnsanlık dramının yaşandığı sınırlarda hem Ukraynalılar hem de onlara yardıma gelenler çarpıcı hikayeler de aktarmakta…
Polonya’nın Przemyśl kentindeki tren istasyonunun dışındaki bir yardım merkezinde, savaştan kaçan binlerce Ukraynalı mülteci ve yabancı uyruklu Polonyalı siviller ve hükümet çalışanları tarafından karşılanıyor. Rus ordusunun Ukrayna’ya yönelik saldırıları devam ederken birçok Ukraynalı da günlerce süren, zorlu bir yolculuk yaptı.
Oldukça soğuk havalarda, sınırdaki uzun kuyruklarda bekledikten sonra şimdiden binlerce cana mal olan çatışmayı arkalarında bırakıyorlar. Hem rahatlayarak hem de geride kalanlara endişe ederek… Natasha adlı Ukraynalı kadının yanında sadece bir sırt çantası ve kedisi Kleopatra var.
Kiev’i terk ederken kedisini de çantasına atan genç kadın “O benim ailem” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Son beş gecedir uyuyamadım. Bir, iki saat uyuyorum, sürekli hava saldırısı sirenleri çalıyor, sürekli patlamalar oluyor ve adeta yer titriyor. Hastaneleri bombalıyor, okulları bombalıyor! Polonya, Slovakya, Çekya, belki Romanya var sırada…”
Kendisi başkentten Polonya’ya ulaşan yaklaşık 400 bin Ukraynalı mülteciden biri. Bir o kadar mülteci de diğer ülkelere sığındı.
Yardım merkezinde insanların bir kısmı, aileleri ve arkadaşları ile gözyaşları içinde bir araya gelirken, diğerleri tren istasyonunda Polonya’nın farklı şehirlerine ve Avrupa’nın farklı ülkelerine gitmeye çalışıyor. Bilindiği üzere, 18-60 yaş arasındaki Ukraynalı erkek vatandaşların ülkeyi terk etmesine izin verilmiyor. Haliyle sınırdaki insanların çok büyük çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturmakta.
Yardım görevlileri ve gönüllüler sıcak yemek ve sıcak giysiler dağıtırken, gönderilen bebek bezlerinden adeta bir dağ oluşmuştu. Bekleyiş sırasında bebeklerini pusetlerde iten anneler ve onları buraya getiren koşullardan habersizce yardım kolileri arasında koşuşturan çocuklar göze çarpıyor.
Ukrayna’nın ortasında yer alan Vinnıtsya kentinden öğretmenlik yapan Yuliya, yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamıyor:
