Ekonomi

Amerika neden Rus petrolü alıyor?

Amerika Birleşik Devletleri petrol ithalatının yüzde 10’una yakın bir kısmını Rusya’dan yapıyor. Yaptırımların gölgesinde gerçekleşen petrol ticaretinde neler oluyor? ABD neden Rusya’dan petrol alıyor?

Uluslararası toplum Rusya’ya 21. yüzyılda görülen en büyük izolasyon hamlelerinden birini uyguluyor. Rusya Federasyonu 10 gündür Ukrayna’ya saldırırken insani yardım koridorları açılması için taraflar anlaştı. Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba, Rus mevkidaşı Sergei Lavrov ile İstanbul’da görüşebileceğini açıkladı.

Rusya’ya yönelik ekonomik ambargolar konusunda Batı ortaya bir çerçeve koysa da bu yaptırımların bazılarının uygulaması tam olarak netleşmedi. Rus yaptırımlarının en şahin ülkesi ABD ise Rusya ile petrol ticareti yapmaya devam ediyor.

Konu iç siyasette de Başkan Joe Biden’ı sıkıştırıyor. Kongre Beyaz Saray’ı Rusya’dan petrol alımlarını yavaşça azaltması konusunda uyardı. Bazı kongre üyeleri Rusya’dan enerji alımlarının tamamen yasaklanması üzerine bir kanun hakkında çalışıyor. Petrol ticareti yapan kişilere göre kurumlar Rusya’dan petrol almaya devam ediyor ancak bankalar SWIFT yaptırımlarından dolayı bu ticaretlere aracılık etmeye gönüllü değil. Amerika Birleşik Devletleri çıkardığı petrolün çok daha fazlasını tüketiyor. Yine de Avrupa kadar Rus petrolüne bağımlı değil.

ABD 2021 yılında Petrol ithalatının yüzde 51.3’ünü Kanada’dan, yüzde 8,4’ünü Meksika’dan yüzde 7,9’unu Rusya’dan yüzde 2,4’ünü Kolombiya’dan yüzde 2’sini Ekvator’dan, yüzde 1,9’unu Irak’tan yüzde 1,7’sini Brezilya’dan yaptı. ABD ithal ettiği petrolün yüzde 8’ini Rusya’dan alıyor bu da günlük 672 bin varil demek. 2021 yılının ortasında pandemi sonrasında uçuşa geçen üretimle birlikte Rusya’dan ABD’ye satılan petrol miktarı da rekor kırdı.

Peki ABD Rusya’dan diğer ülkelerden olduğu kadar büyük miktarda petrol almıyorsa neden bu ticaretini yıllar içerisinde durdurmadı? Yaklaşık 100 yıl önce yürürlüğe giren Jones Kanunu’na göre; ABD limanlarına mal taşıyabilecek olan gemilerin belirli bir ölçüde olması gerekiyor. Bu sebepten Meksika Körfezi’ne yaşayan gemiler ülkenin ihtiyacını karşılayacak kadar petrol taşıyamıyor. Bu bölgedeki taşımacılık faaliyetini artırmak da işletmeler için kârlı olmuyor.

 ABD’nin Meksika Körfezi’ne bakan noktalarındaki boru hatlarının yetersizliği sebebiyle de ülkenin ihtiyacı olan petrolün diğer kısmı deniz aşırı ülkelerden karşılanıyor.

ABD biraz da Rus petrolünü kalitesi yüzünden alıyor. Petrolün içindeki sülfür oranı ne kadar dengeli olursa o kadar iyi kalitede yakıt üretilebiliyor. Yüksek sülfür rafineriler uğraştırıyor. Rusya son yıllarda Venezuela ve İran’a uygulanan petrol ambargolarının da etkisiyle petrol piyasasındaki hakimiyetini artırdı.

Rusya’dan ABD’ye gelen petrolün yarıya yakını Batı sahillerine ulaşıyor. Bunun sebebi Rusya’nın Kozmino Limanı’ndan yola çıkan gemilerin Pasifik Okyanusu üzerinden batı sahillerine daha kolay ulaşması. Diğer bir çeyreklik kısmı ise boru hatlarına bağlı olmayan doğu sahillerindeki ABD rafinerilerine teslim ediliyor.

Dünyanın Rusya’dan daha az petrol alacağı beklentisi ile brent petrolün varili 2008 yılından sonra ilk kez 110 dolara yaklaştı. Petrolün Türkiye’de tüketiciye yansıması ise motorin fiyatının 20 TL’ye yaklaşması oldu. ABD her ne kadar 60 milyon varillik acil kullanım stokunu devreye alacağını açıklasa da bunun fiyatları dengelemek açısından pek bir faydası olmadı. Bazı rafineriler kendilerine teslim edilse bile yaptırımlardan korktukları için Rus petrolünü satın almıyor.

Öte yandan petrol şirketi Shell dün, Rusya’dan varil başına 28,50 dolar indirimle ham petrol satın aldığını duyurdu. Şirket, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrası 28 Şubat 2022 tarihinde ülkedeki projelerden çekilme kararı aldığını açıklamıştı.

“24 saat”

Bənzər məqalələr

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Başa dön tuşu