Sağlık

Adenovirüs yöntemiyle geliştirilen Türk aşısı geliyor

Türkiye’de Covid-19’a karşı ‘adenovirüs’ yöntemiyle geliştirilen ilk aşının tüm varyantlara karşı uzun süre koruyuculuk sağlaması hedefleniyor. Faz-1 çalışması başlayan aşıyı geliştiren Prof. Dr. Akbulut, “Tasarımdaki farklılık, aşımızın çok güçlü ve koruma süresinin uzun olmasını sağlıyor” dedi.

TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu’nca desteklenen 7 yerli aşı adayından Ankara Üniversitesi Kanser Araştırma Enstitüsü’nce geliştirilen aşının çalışmalarına, 17 Mart 2020’de başlandı. Enstitü Müdürü Prof. Dr. Hakan Akbulut öncülüğündeki 8 kişilik ekip, ‘adenovirüs’ yöntemiyle yerli aşıyı geliştirdi.

Laboratuvar ortamında üretimi yapılan aşının hayvan deneyleri başarıyla tamamlandı. Sağlık Bakanlığı’nın izin vermesinin ardından ağız ve burundan da uygulanabilen aşının Faz-1 çalışması 3 gün önce Ankara Şehir Hastanesi’nde başladı.

Aşıyı geliştiren Enstitü Müdürü Prof. Dr. Hakan Akbulut, geliştirdikleri aşının canlı olduğunu belirterek “Benzerleri var. Oxford Üniversitesi’nin geliştirdiği bir aşı var, yine ABD’de bir başka firmanın geliştirdiği adenovirüs aşısı, bir de Sputnik aşısı var. Ülkemizde bu tür aşılar uygulanmıyor. Bizim aşımızın diğer aşılardan bir farkı var.

Özellikle bizim ülkemizde kullanılan mRNA ve inaktif aşılardan da çok farklı. Öncelikle canlı bir aşı. Daha kuvvetli bir bağışıklık cevabı oluşturabilme potansiyeline sahip. Tasarımdaki farklılık, aşımızın çok güçlü ve koruma süresinin uzun olmasını sağlıyor. Bunları laboratuvar çalışmalarına dayanarak söylüyoruz. Kesin sonucunu ancak insanlarda kullandıktan sonra öğrenebileceğiz” dedi.

Akbulut, koronavirüsün mutasyonlarını da hesaba katarak aşıyı ürettiklerini belirterek, “Neden uzun süre bir koruma sağlayacak? Çünkü Mart 2020’de aşıyı tasarlarken önce ekip arkadaşlarımla birlikte koronavirüsün mutasyonlarını tanıdık. O tarihe kadar 15-17 tane mutasyon bildirilmişti ve literatürde yayınlanan bütün virüsleri toparladık.

Virüsün hangi bölgeleri mutasyona uğruyor, ileri de bizi bekleyen ne tür varyantlar olabilir, hesaplarını yaptık. Koronavirüste bir grip virüsüne benzer olduğu için onun da bu şekilde mutasyona uğrayacağını tahmin ettik ve önceden hangi bölgelerden mutasyona uğrayabilir diye bir hesaplama yaptık.

Araştırmalarımızın sonucunda bazı bölgeler belirledik. Virüsün mutasyona uğrayabileceği sıcak noktaları saptadık ve ona göre oluşabilecek protein değişikliklerinin bilgisayar ortamında simülasyon yaptık. Bir anlamda doğal olarak virüsün izleyeceği yolu taklit ettik. İleride nerelerde mutasyon yapar, antijenik yapısını nasıl değiştirir, bunu önceden belirlemeye çalıştık ve ona göre de aşımızı tasarladık” diye konuştu.

Akbulut, üretilen aşının uzun süre koruma sağlayacağını ancak Faz-1 ve Faz-2 çalışmalarından elde edilen sonuçlarla kesinleşeceğini söyleyerek, şöyle konuştu:

“Hiç kimse insanlarda kullanmadan, denemeden bunun iki yıl ya da daha fazla koruyacağını iddia edemez. Bunu söylemek zaten zor. Ama diğer mevcut aşılar, bu şekilde tasarlanmadı. Onların uzun süre koruma sağlamayacağı en başından belliydi. Çünkü, yeni bir varyant çıktığı zaman önceki virüse karşı yapılmış aşıların etkili olmayacağı bilimsel olarak bilinen bir şeydi. Ancak yeni varyantları kapsayacak şekilde eğer tasarım yaparsanız, o zaman bu şansınız var.

“24 saat”

Bənzər məqalələr

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Başa dön tuşu